anlaştık

listen to the pronunciation of anlaştık
Türkçe - İngilizce
it's a deal
we're in business
it's a bargain
agreed

My wife and I agreed on a holiday plan. - Karım ve ben bir tatil planı üzerinde anlaştık.

We agreed it would be a small ceremony. - Bunun küçük bir tören olması konusunda anlaştık.

(deyim) we will call it square
that is a deal
Done!
(Konuşma Dili) deal
anlaş
(Bilgisayar) negotiate

The next step was to negotiate terms of a peace treaty. - Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.

The two countries will negotiate a settlement to the crisis. - İki ülke kriz için bir anlaşma görüşecekler.

anlaş
cotton up to
anlaş
agree with

Tom and I usually agree with each other. - Tom ve ben genellikle birbirlerimizle anlaşırız.

I have to agree with Tom on this one. - Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık.

anlaş
concur
anlaş
{f} handshake
anlaş
{f} handshaking
anlaş
{f} assent
anlaş
concurring
seninle hemfikirim anlaştık
i am with you
anlaştık