İngilizce - Türkçe
an officer holding a rank below a major but above a lieutenant teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- captain
- yüzbaşı
Tom'un yüzbaşı rütbesi vardır.
-Tom has the rank of captain.
Onlar beni yüzbaşı yaptı.
-They made me captain.
- captain
- kaptan
Senin ve benim aramda, yeni takım kaptanımızı sevmiyorum.
-Between you and me, I don't like our new team captain.
Kaptan on dokuz yaşındayken denize gitti.
-The captain went to sea when he was nineteen.
- captain
- bölük komutanı
- captain
- kaptanlık yapmak
- captain
- yönetmek
- captain
- kumanda etmek
- captain
- takım başı
- captain
- kaptanlık etmek
- captain
- (Denizcilik) DENİZ ALBAYı: A. B. D. Deniz Kuvvetleri'nde rütbesi yarbaydan (commander) yukarı ve tuğamiralden (comondore) aşağı olan subay
- captain
- suvari
- captain
- (isim) kaptan, lider, şef, önder, yüzbaşı, başkomiser, ustabaşı, postabaşı
- captain
- {i} önder
- captain
- captaincy kaptanlık
- captain
- yönet
- captain
- {i} postabaşı
- captain
- {i} kaptan, reis
- captain
- {i} deniz albayı, yüzbaşı
- captain
- yüzbaşı/kaptan
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
an officer holding a rank below a major but above a lieutenant teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- captain
an officer holding a rank below a major but above a lieutenant
Heceleme
an of·fic·er hold·ing a Rank be·low a ma·jor but a·bove a lieu·ten·antTürkçe nasıl söylenir
ın ôfısır hōldîng ı rängk bilō ı meycır bʌt ıbʌv ı lutenıntTelaffuz
/ən ˈôfəsər ˈhōldəɴɢ ə ˈraɴɢk bēˈlō ə ˈmāʤər ˈbət əˈbəv ə lo͞oˈtenənt/ /ən ˈɔːfəsɜr ˈhoʊldɪŋ ə ˈræŋk biːˈloʊ ə ˈmeɪʤɜr ˈbʌt əˈbʌv ə luːˈtɛnənt/
Resimler
Favoriler