an object used in a dramatic production

listen to the pronunciation of an object used in a dramatic production
İngilizce - Türkçe

an object used in a dramatic production teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

property
mülkiyet

Tüm mülkiyetini oğluna bağışladı. - He handed over all his property to his son.

En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu. - The eldest son succeeded to all the property.

property
mülk

Onlar mülklerini kaybettiler. - They lost their property.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir. - Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.

property
{i} özellik

Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir. - Superconductivity is a physical property.

Bu çok büyük bir özellik. - It's a very large property.

property
{i} mülk, emlak; arazi
property
özellik/
property
{i} servet

Tüm servet onun kızına gidecek. - All the property will go to his daughter.

Edward amcasının servetini miras olarak aldı. - Edward inherited his uncle's property.

property
(isim) eşya, emlâk, mal, mülk, varlık, servet, sahne eşyaları, sahne elbiseleri, özellik, nitelik
property
sahiplik
property
mal-mülk
property
emtia
property
hassa
property
(Felsefe) özgülük
property
nitelik
property
property qualification bir kimseye oy hakkı sağlayan mülk sahipliği
property
{i} sahne eşyaları
property
(Askeri) MAL; ORDU MALI: 1. Sahip olunabilen herhangi bir şey. 2. Askeri anlamda kullanıldığı şekilde, bu terim gayrimenkul ve malzemeleri içine alan maddi mal ile sınırlıdır. 3. Özel amaçlar ve muayyen durumlardaki kullanım için, bu terim, kamu arazisi, belirli topraklar, muayyen kategorideki donanma gemileri ve Federal hükümetin kayıtlarını hariç tutabilir
İngilizce - İngilizce
property

Costumes and scenery are distinguished from property properly speaking.

an object used in a dramatic production

    Heceleme

    an ob·ject used in a dra·ma·tic pro·duc·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    ın ıbcekt yuzd în ı drımätîk prōdʌkşın

    Telaffuz

    /ən əbˈʤekt ˈyo͞ozd ən ə drəˈmatək prōˈdəksʜən/ /ən əbˈʤɛkt ˈjuːzd ɪn ə drəˈmætɪk proʊˈdʌkʃən/