an instrument for laying of offsets perpendicular to the main course

listen to the pronunciation of an instrument for laying of offsets perpendicular to the main course
İngilizce - Türkçe

an instrument for laying of offsets perpendicular to the main course teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cross
{i} çapraz

Tom çapraz ateşe yakalandı. - Tom was caught in the crossfire.

Tom çapraz ateşe yakalandı. - Tom was caught at the crossfire.

cross
geçmek (karşıdan karşıya)
cross
kırma
cross
-e karşı gelmek
cross
huysuz
cross
öbür tarafına geçmek
cross
karşı koymak
cross
kızgın

Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum. - When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.

cross
(Spor) (Futbol) orta
cross
{s} çaprazlama

Başkalarıyla konuşurken, kollarınız çaprazlama bağlı şekilde onu yapıyorsunuz. - When you talk to others, you're doing it with your arms crossed.

Bir kamyon yolun ortasında çaprazlamasına durdu. - A truck stopped crosswise in the middle of the road.

cross
{i} artı işareti
cross
{i} çapraz işareti
cross
{i} hile
cross
{s} kesişen
cross
{f} kesişmek
cross
üstüne çizgi çizmek
cross
{f} çaprazlaştırmak
cross
{f} karşıdan karşıya geçmek; -i geçmek: Look both ways before crossing the street. Karşıdan karşıya geçmeden önce iki yöne
cross
türleri ayrı olan hayvan veya çiçekleri çiftleştirip melez çeşitler elde etmek
İngilizce - İngilizce
cross
an instrument for laying of offsets perpendicular to the main course

    Heceleme

    an in·stru·ment for lay·ing of offsets per·pen·di·cu·lar to the Main course

    Türkçe nasıl söylenir

    ın înstrımınt fôr leyîng ıv ôfsets pırpındîkyılır tı dhi meyn kôrs

    Telaffuz

    /ən ˈənstrəmənt ˈfôr ˈlāəɴɢ əv ˈôfˌsets ˌpərpənˈdəkyələr tə ᴛʜē ˈmān ˈkôrs/ /ən ˈɪnstrəmənt ˈfɔːr ˈleɪɪŋ əv ˈɔːfˌsɛts ˌpɜrpənˈdɪkjəlɜr tə ðiː ˈmeɪn ˈkɔːrs/