an individual who provides labor to a company or another person

listen to the pronunciation of an individual who provides labor to a company or another person
İngilizce - Türkçe

an individual who provides labor to a company or another person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

employee
{i} işçi

Tom işçiyi çalmakla suçladı. - Tom accused the employee of stealing.

Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar. - They consider him their best employee.

employee
çalışan

Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı. - The number of employees doubled in ten years.

Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor. - Tom doesn't know how to treat his employees properly.

employee
{i} eleman

Tom şimdiye kadar sahip olduğumuz en iyi eleman. - Tom is the best employee we've ever had.

Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor. - It's getting harder to find qualified employees.

employee
(Ticaret) ücretli

Her çalışan, yılda iki haftalık ücretli bir tatil yapma hakkına sahiptir. - Each employee is entitled to a two week paid vacation per year.

employee
{i} adam
employee
müstahdem
employee
{i} personel

Hiç Fransızca konuşan personeliniz var mı? - Do you have any employees who speak French?

Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı. - The short term contract employees were dismissed without notice.

employee
hizmetli
employee
bir başkası hesabına ücret karşılığında çalışan kimse
employee
(Askeri) MEMUR, MÜSTAHDEM, İŞÇİ
employee
{i} görevli
İngilizce - İngilizce
employee
an individual who provides labor to a company or another person

    Heceleme

    an in·di·vi·du·al who provides la·bor to a com·pa·ny or an·oth·er per·son

    Türkçe nasıl söylenir

    ın îndıvîcıwıl hu prıvaydz leybır tı ı kʌmpıni ır ınʌdhır pırsın

    Telaffuz

    /ən ˌəndəˈvəʤəwəl ˈho͞o prəˈvīdz ˈlābər tə ə ˈkəmpənē ər əˈnəᴛʜər ˈpərsən/ /ən ˌɪndəˈvɪʤəwəl ˈhuː prəˈvaɪdz ˈleɪbɜr tə ə ˈkʌmpəniː ɜr əˈnʌðɜr ˈpɜrsən/