algılayan

listen to the pronunciation of algılayan
Türkçe - İngilizce
{i} perceiving
perceiver
algıla
perceive

What matters is the way the public perceives you. - Önemli olan, kamuoyunun sizi nasıl algıladığıdır.

There are wavelengths of light that the human eye cannot perceive. - İnsan gözünün algılayamadığı ışık dalgaboyları vardır.

algıla
(Bilgisayar) detect

Gravitational waves are very hard to detect. - Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur.

Our sensors did not detect anything out of the ordinary. - Sensörlerimiz sıra dışı bir şey algılamadı.

algıla
{f} perceiving

It is not possible to conceive without perceiving. - algılama olmadan yaratmak imkansızdır.

kendi kendine algılayan
self-perceiving
algılayan