Buna karşın haklıydı.
- He was right after all.
O, buna karşın geçmedi.
- He didn't pass after all.
Eski metot sonunda en iyi olduğunu kanıtladı.
- The old method proved to be best after all.
Tom sonunda doğru kararı verdi.
- Tom made the right decision after all.
Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.
- Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all.
Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
- I tried many things but failed after all.
Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- No one could solve the problem after all.
Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
- After all, he succeeded in passing the exam.
O bütün bu yıllardan sonra nihayet çıkıp geldi.
- He finally comes out after all these years.
Her şeye rağmen onu başardın
- You managed it after all.
Her şeye rağmen onu almadım.
- Tom didn't buy it after all.
Sonuç olarak o gelmedi.
- After all she did not come.
Sonuç olarak, haklısın.
- You are right, after all.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.
Her şeye rağmen onu becerdin.
- You managed it after all.
Her şeye rağmen onu başardın
- You managed it after all.
... for PCs, phones, tablets, and other devices? After all, we have a general-purpose network ...
... like me talking warmly about TPMs. After all, these are the technologies that make it possible ...