act of becoming larger; raising, cultivation

listen to the pronunciation of act of becoming larger; raising, cultivation
İngilizce - Türkçe

act of becoming larger; raising, cultivation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

growing
büyüyen

Kütüphanenin önünde büyüyen bir sürü ağaç var. - There are many trees growing in front of the library.

Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var. - He has unsightly hairs growing out of his ears.

growing
{s} gelişen
growing
büyüyor

Sanayi hızla büyüyordu. - Industry was growing quickly.

Kalabalık gittikçe büyüyor. - The crowd is growing larger and larger.

growing
büyümekte olan
growing
{f} geliş

İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor. - Trade between the two countries has been steadily growing.

growing
{i} gelişim
growing
gelişerek
growing
{i} yetiştirme

Babamın hobisi gül yetiştirmektir. - My father's hobby is growing roses.

Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir. - Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals.

growing
{i} tarım

Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir. - Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals.

growing
{s} çoğalan
growing
{i} gelişme
growing
{i} büyüme

Tom Boston'da büyüme hakkında konuştu. - Tom talked about growing up in Boston.

Ağaç büyümeyi durdurdu. - The tree stopped growing.

growing
{s} artan

Onlar artan bir nüfusa sahip, bu yüzden çok daha fazla yiyeceğe ihtiyaçları var. - They have a growing population; therefore they need more and more food.

İngilizce - İngilizce
{i} growing
act of becoming larger; raising, cultivation