İngilizce - Türkçe
a yellow citrus fruit with a sour taste teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- lemon
- {i} limon
Limonlu bir çay , lütfen.
-A tea with lemon, please.
Limon ekşi bir meyvedir.
-The lemon is a sour fruit.
- lemon
- limonlu
Bu limonlu bademli kurabiyeler enfes.
-These lemon-almond cookies are excellent.
Bir ananas suyu, bir limonlu çay, bir bira ve bir bardak kırmızı şarap.
-A pineapple juice, a tea with lemon, a beer, and a glass of red wine.
- lemon
- limonata
Hayat sana limonatalar veriyorsa, limonata yap.
-If life deals you lemons, make lemonade.
Biraz limonata almak ister misin?
-Would you like to buy some lemonade?
- lemon
- (Argo) hatalı ürün
- lemon
- (Argo) değersiz kimse
- lemon
- hıyarağası
- lemon
- hıyar
- lemon
- (Argo) kafa
- lemon
- {i} değersiz şey
- lemon
- lemon balm oğulotu
- lemon
- lemon peel limon kabuğu
- lemon
- bot Melissa offi cinalis lemon drop limon şekeri
- lemon
- lemon pudding limonlu puding
- lemon
- lemon squash İng
- lemon
- {i} işe yaramaz kimse
- lemon
- lemon verbena limon
- lemon
- Citrus limon
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a yellow citrus fruit with a sour taste teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- lemon
a yellow citrus fruit with a sour taste
Heceleme
a yel·low cit·rus fruit with a Sour tasteTürkçe nasıl söylenir
ı yelō sîtrıs frut wîdh ı saur teystTelaffuz
/ə ˈyelō ˈsətrəs ˈfro͞ot wəᴛʜ ə ˈsour ˈtāst/ /ə ˈjɛloʊ ˈsɪtrəs ˈfruːt wɪð ə ˈsaʊr ˈteɪst/
Resimler
Geçmiş
Favoriler