a vessel for liquids, a kind of cup

listen to the pronunciation of a vessel for liquids, a kind of cup
İngilizce - Türkçe

a vessel for liquids, a kind of cup teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

can
{f} yapabilmek

O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor. - He works hard so that he can study abroad.

can
{f} ebilmek
can
{i} popo

Çok fazla fasulye yedim ve şimdi popom ötmeyi durduramıyor. - I ate too many beans and now my backside cannot stop singing.

can
-ebilmek
can
{i} konserve kutusu
can
konserve yapmak
can
teneke kutu

Tom teneke kutuların birini aldı, onu açtı ve bir yudum aldı. - Tom picked up one of the cans, opened it, and took a sip.

Teneke kutuyu açacak bir şeyim yok. - I have nothing to open the can with.

can
ebil(mek)
can
argo yüznümara
can
ABD

Ben onun ABD vatandaşlığından vazgeçtiğine inanamıyorum. - I can't believe he renounced his U.S. citizenship.

ABD, Kanada ile komşudur. - The United States borders Canada.

can
{f} konservelemek
can
{i} argo tuvalet, memişhane, yüznumara
can
(Tekstil) kova

Ken'i kovamıyorum. O iyi bir işçi. - I cannot fire Ken. He's a good worker.

Burçlar kuşağının on iki burcu şunlardır: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık. - The twelve signs of the Zodiac are: Aries, Taurus, Gemini, Cancer, Leo, Virgo, Libra, Scorpio, Sagittarius, Capricorn, Aquarius and Pisces.

can
{f} kayıt yapmak (ses ya da görüntü)
can
-ebil-, yapmak imkânı olmak: Can you do this work? Bu işi yapabilir misin? I couldn't find my hat. Şapkamı bulamadım
can
{i} argo klozet; hela taşı
can
{f} uzaklaştırmak (okul)
can
{f} kovmak

Tom'u kovmaktan daha iyi bir şey istemiyorum ama bunu yapamıyorum. - I'd like nothing better than to fire Tom, but I can't do that.

İngilizce - İngilizce
{n} can
a vessel for liquids, a kind of cup