Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Terör örgütlerinden nefret ediyorum.
- I hate terrorist organizations.
Depremden sonra komşularımın dehşetini duydum.
- I felt the terror of my neighbors after the earthquake.
Tom dehşet içinde çığlık attı.
- Tom screamed in terror.
Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.
- Some prominent tennis players behave like spoiled brats.
Bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.
- You're acting like a spoiled brat.
Korku nedeniyle neredeyse donakalmıştı.
- He was almost petrified with terror.
Oğlunun bencil bir çocuk gibi davranmasına izin vermemelisin.
- You shouldn't allow your son to act like a selfish brat.
Bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.
- You're acting like a spoiled brat.