a son or daughter

listen to the pronunciation of a son or daughter
İngilizce - Türkçe

a son or daughter teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

child
{i} evlat

Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu. - My wife wanted to adopt a child.

Bu çocuk evlat edinildi. - This child has been adopted.

child
çocuk

Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi. - It seems that the children will have to sleep on the floor.

Larry Ewing evli ve iki çocuk babasıdır. - Larry Ewing is married and the father of two children.

child
{i} küçük

Küçük çocuklar karanlıkta yalnız bırakılmaktan korkuyorlar. - Small children are afraid of being left alone in the dark.

ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir. - According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.

child
{i} velet
child
{i} ürün

Bu ürünü çocukların erişemeyeceği bir yerde saklayın. - Keep this product out of children's reach.

child
bala
child
ufaklık
child
(Bilgisayar) ast

Okul astım spreyini yanında taşımasına izin vermediği için çocuk astım krizinden öldü. - The child died from an asthma attack because the school didn't allow him to carry his inhaler with him.

Çocukken kızım sık sık astım atakları yaşadı. - As a child, my daughter had frequent asthma attacks.

child
(Bilgisayar) bağımlı

Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin. - Don't let your children become couch potatoes.

Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu. - This former child actor later became a drug addict.

child
bızdık
child
toy
child
çaylak
child
sonuç

Sonuçta o hâlâ bir çocuk. - She's still a child after all.

Sami'nin bir çocukla sonuçlanan bir ilişkisi vardı. - Sami had a relationship that resulted in a child.

child
{i} çocuk; bebek
child
(Tıp) (children). Çocuk
child
{ç} chil.dren (çîl'drın)
İngilizce - İngilizce
child
a son or daughter

    Heceleme

    a son or daugh·ter

    Türkçe nasıl söylenir

    ı sʌn ır dôtır

    Telaffuz

    /ə ˈsən ər ˈdôtər/ /ə ˈsʌn ɜr ˈdɔːtɜr/