a period of time spent fishing

listen to the pronunciation of a period of time spent fishing
İngilizce - Türkçe

a period of time spent fishing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fish
balık

Gölde çok sayıda balık var. - There are a lot of fish in the pond.

Lütfen, balık ve eti dondurunuz. - Please freeze the fish and meat.

fish
{f} avlamak

Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır. - Fishing is the only thing Tom wants to do.

Balık avlamak en sevdiğim hobimdir. - Fishing is my favorite hobby.

fish
(deyim) derya kuzusu
fish
(Hayvan Bilim, Zooloji) balıklar

Balıklar bugün ısırmıyorlar. - The fish aren't biting today.

Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu. - Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.

period of time
zaman periyodu
period of time
süre

Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım. - If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.

Dan çok kısa bir süre için Linda'yla flört etti. - Dan dated Linda for a very short period of time.

fish
balık tutmak

Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor. - It is a fine day and I feel like going fishing.

Burada balık tutmak yasaktır. - Fishing is prohibited here.

fish
{f} balık avla

Balık avlamak için göllere gidiyor musun? - Do you go fishing on the lakes?

Bazı oğlanlar balık avlar, diğerleri ise yüzer. - Some of the boys are fishing and the others are swimming.

period of time
zaman dilimi
a period of
bir dönemi
fish
içinde balık avlamak
fish
seren berkitmek
fish
balıkbal
fish
up veya out ile arayıp
fish
{f} balık tutmak, balık avlamak
fish
{f} denizden çıkarmak
fish
{f} tutmak

Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor. - It is a fine day and I feel like going fishing.

Burada balık tutmak yasaktır. - Fishing is prohibited here.

fish
ağız aramak
fish
for ile aramak
fish
(isim) balık
fish
{i} (çoğ. fish, değişik türler için fish.es) balık
fish
(fiil) tutmak, avlamak, denizden çıkarmak, bulup çıkarmak, balığa çıkmak, araştırmak
fish
{f} araştırmak
fish
{f} balığa çıkmak

Bizimle balığa çıkmak istemediğinden emin misin? - Are you sure you don't want to go fishing with us?

Tek istediğim balığa çıkmak. - All I want to do is go fishing.

İngilizce - İngilizce
fish
period of time
an amount of time; "a time period of 30 years"; "hastened the period of time of his recovery"; "Picasso's blue period"
period of time
{i} amount of time, length of time
period of time
a while
a period of time spent fishing

    Heceleme

    a pe·ri·od of time spent fish·ing

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pîriıd ıv taym spent fîşîng

    Telaffuz

    /ə ˈpərēəd əv ˈtīm ˈspent ˈfəsʜəɴɢ/ /ə ˈpɪriːəd əv ˈtaɪm ˈspɛnt ˈfɪʃɪŋ/