a female servant; a maid. see usage notes

listen to the pronunciation of a female servant; a maid. see usage notes
İngilizce - Türkçe

a female servant; a maid. see usage notes teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

girl
kız

Onun kız arkadaşı Japon. - His girlfriend is Japanese.

O, Kanadalı bir kızla evlendi. - He married a Canadian girl.

girl
kadın

Küçük kız güzel bir kadın oldu. - The little girl grew into a beautiful woman.

Bu kız bir kadın oldu. - This girl has become a woman.

girl
sevgili

Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz. - Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.

Sevgilisi de oradaydı. - His girlfriend was there, too.

girl
kadın işçi
girl
bayan dost
girl
girl scout kız izci
girl
{i} k.dili. kız arkadaş
girl
{i} kız arkadaş

Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta. - Tom and his girlfriend are in the same class.

Onun kız arkadaşı Japon. - His girlfriend is Japanese.

girl
{i} hizmetçi kız
girl
girl friend yakın kız arkadaş
girl
girlhoodkızlık çagı
İngilizce - İngilizce
girl
a female servant; a maid. see usage notes