O bana büyük bir hayranlıkla bakıyor.
- He looks to me with much admiration.
O evrensel hayranlıkla ilgili bir nesne oldu.
- She became an object of universal admiration.
Sizin gibi saygın grupların önünde konuşmak için davet edildim.
- I've been invited to speak in front of esteemed groups such as yourselves.
O güvensiz ve düşük benlik saygısı var.
- She's insecure and has low self esteem.