a choice between two or more mutually exclusive possibilities

listen to the pronunciation of a choice between two or more mutually exclusive possibilities
İngilizce - Türkçe

a choice between two or more mutually exclusive possibilities teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

alternative
{i} alternatif

Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok. - Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.

Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır. - The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.

alternative
{i} seçenek

Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu. - They had no alternative but to retreat.

Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur. - My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.

alternative
{i} şık
alternative
{s} öbür
alternative
{s} değişik
alternative
yerine geçebilen
alternative
değişke
alternative
almaşık
alternative
başka

Çalışmaktan başka alternatifimiz yok. - We have no alternative but to work.

Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no alternative but to fight.

alternative
seçimli
alternative
diğer

Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum. - I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.

Diğer alternatifleri dikkate aldın mı? - Did you consider other alternatives?

alternative
iki şeyden biri
alternative
(Tıp) vücudun tabiatını değişitren ve islah eden ilaç
alternative
(Askeri) YEDEK; ALTERNATİF
alternative
Yapacak başka bir şey yoktu
alternative
Başka çarem kalmamıştı
İngilizce - İngilizce
alternative
a choice between two or more mutually exclusive possibilities

    Heceleme

    a choice be·tween two or more mu·tu·al·ly ex·clu·sive possibilities

    Türkçe nasıl söylenir

    ı çoys bitwin tu ır môr myuçuıli îksklusîv päsıbîlıtiz

    Telaffuz

    /ə ˈʧois bēˈtwēn ˈto͞o ər ˈmôr ˈmyo͞oʧo͞oəlē əkˈsklo͞osəv ˌpäsəˈbələtēz/ /ə ˈʧɔɪs biːˈtwiːn ˈtuː ɜr ˈmɔːr ˈmjuːʧuːəliː ɪkˈskluːsɪv ˌpɑːsəˈbɪlətiːz/