Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.
- My mother made some new clothes.
Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.
- He got a broken jaw and lost some teeth.
Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.
- I need some body lotion.
Biraz kahve ister misin?
- Would you like some coffee?
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.
Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Did you know that some foxes lived on this mountain?
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Tom has some very good ideas.
O, çok iyi olduğum bir şey değil.
- It's not something I'm very good at.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.
- This was built some 500 years ago.
Yaklaşık üç saat önce berbat bir şey oldu.
- Something horrible happened about three hours ago.
Yasal harcamalar, aşağı yukarı, ona 9.000 sterline mal oldu.
- The legal costs set him back something in the order of £9,000.
Sami aşağı yukarı yüz tane kadın kaçırdı.
- Sami kidnapped something like a hundred women.
Bu evle ilgili acayip bir şey var.
- There's something strange about this house.
Bazen acayip bir adam olabiliyor.
- Sometimes he can be a strange guy.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
- It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
- Some people think the government has way too much power.
İngiliz önerisinin bazı bölümleri kabul edilemez görünüyor.
- Some parts of the British proposal seem unacceptable.
Some people like camping.