İngilizce - Türkçe
a boy employed to wait upon the members of a legislative body teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- page
- {i} sayfa
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
-I haven't read the final page of the novel yet.
Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.
-I know every word on this page.
- page
- iç oğlanı
- page
- resmi kıyafetli el ulağı
- page
- föy
- page
- sahife
- page
- sayfaları numaralamak
- page
- adını anons etmek
- page
- bet
- page
- çağırmak
- page
- {f} sayfala
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
-Tom flipped through the pages of the magazine.
IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
-The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
- page
- (konakçı/vb.) garson
- page
- {i} içoğlanı
- page
- {i} peyk
- page
- {f} (bir yazının) sayfalarını numaralamak
- page
- sayfalarını numarala
- page
- oğlan/sayfa
- page
- {f} sayfa numarası vermek
- page
- {i} (otelde) komi
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a boy employed to wait upon the members of a legislative body teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- page
a boy employed to wait upon the members of a legislative body
Heceleme
a boy employed to wait up·on the members of a leg·is·la·tive bo·dyTürkçe nasıl söylenir
ı boy employd tı weyt ıpän dhi membırz ıv ı lecısleytîv bädiTelaffuz
/ə ˈboi emˈploid tə ˈwāt əˈpän ᴛʜē ˈmembərz əv ə ˈleʤəsˌlātəv ˈbädē/ /ə ˈbɔɪ ɛmˈplɔɪd tə ˈweɪt əˈpɑːn ðiː ˈmɛmbɜrz əv ə ˈlɛʤəsˌleɪtɪv ˈbɑːdiː/
Resimler
Favoriler