şişmanlık teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- fatness, portliness, corpulence, obesity
- obesity
I suffer from obesity.
- Aşırı şişmanlıktan muzdaribim.
This is a book about obesity.
- Bu, şişmanlık hakkında bir kitaptır.
- corpulency
- corpulence
- being fat
- spread
- fullness
- stoutness
- fatness, obesity
- adiposity
- fleshiness
- fulness
- being overweight
- fatness
- embonpoint
- grossness
- rotundity
- rolypoliness
- fattiness
- portliness
- beefy
- overweight
- şişman
- fat
The child who ate almost all this cake must be very fat.
- Bu pastanın neredeyse hepsini yiyen çocuk çok şişman olmalı.
I don't like that fat kid who ate your lunch.
- Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.
- şişman
- portly
- şişman
- overweight
Do you think I'm overweight?
- Şişman olduğumu düşünüyor musun?
He's on a diet because he is a little overweight.
- Biraz şişman olduğu için diyette.
- şişman
- stout
- şişman
- flesh
- şişman
- pudgy
- şişman
- rotund
- şişman
- fatter
The more chocolate you eat, the fatter you'll get.
- Ne kadar çok çikolata yersen o kadar çok şişmanlarsın.
Tom is fatter now than when I last saw him.
- Tom şimdi onu son gördüğüm zamankinden daha şişman.
- aşırı şişmanlık
- fatty degeneration
- aşırı şişmanlık
- obesity
I suffer from obesity.
- Aşırı şişmanlıktan muzdaribim.
- şişman
- corpulent
- şişman
- obese
I think Tom is obese.
- Tom'un şişman olduğunu tefekkür ediyorum.
People say I'm obese.
- İnsanlar benim çok şişman olduğumu söylüyor.
- şişman
- fat, portly, corpulent, obese (person)
- şişman
- elephantine
- şişman
- in flesh
- şişman
- fat, obese, corpulent, rotund
- şişman
- fatty
- şişman
- fleshy
- şişman
- dimension
- şişman
- porky
- şişman
- pursy
- şişman
- gross
