öğren

listen to the pronunciation of öğren
Türkçe - İngilizce
learn

It's hard to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

It's difficult to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

{f} learning

I am learning a little English. - Ben biraz İngilizce öğreniyorum.

Learning a foreign language is difficult. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

{f} learned

Finally we have learned the truth. - Sonunda,gerçeği öğrendik.

I learned to play guitar when I was ten years old. - On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

{f} learnt

What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well. - Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.

Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche. - Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.

internalize
öğren