çoğunluk

listen to the pronunciation of çoğunluk
Türkçe - İngilizce
majority

They believed they were in the majority. - Onlar çoğunlukta olduğuna inanıyordu.

A majority voted against the bill. - Bir çoğunluk tasarıya karşı oy verdi.

plurality
predominance
run
ruck
preponderance
majority, the generality
the crowd

The crowd was mostly women and children. - Kalabalık, çoğunlukla kadınlar ve çocuklardı.

bulk
generality
(Kanun) quorum
mass
the majority

They believed they were in the majority. - Onlar çoğunlukta olduğuna inanıyordu.

I have no strong opinion about the matter, so whatever the majority thinks is good is OK with me. - Konuyla ilgili güçlü bir fikrim yok, bu yüzden çoğunluk neyin iyi olduğunu düşünüyorsa bana uyar.

çoğunluk emetörü
majority emitter
çoğunluk partisi
bandwagon
çoğunluk tarafından
generally
ezici çoğunluk
vast majority
nitelikli çoğunluk
(Ticaret) super majority
yeter çoğunluk
quorum
nitelikli çoğunluk
Quailified majority
basit çoğunluk
(Hukuk) simple majority
büyük çoğunluk
a thumping majority
erken çoğunluk
(Ticaret) early majority
gerekli çoğunluk
quorum
gerekli çoğunluk
(Hukuk) required majority
mutlak çoğunluk
absolute majority
mutsuz çoğunluk pol
the underprivileged masses
nispi çoğunluk
proportional majority
nitelikli çoğunluk oylaması
qualified majority voting
salt çoğunluk
(Kanun) simple majority
salt çoğunluk
absolute majority
salt çoğunluk
(Politika, Siyaset) electoral quotient
sessiz çoğunluk
silent majority
yeterli çoğunluk
working majority
yeterli çoğunluk mevcut olan
quorate
Türkçe - Türkçe
Sayı üstünlüğü, ekseriyet: "Kapatılmış bir siyasi partinin mensuplarının üye çoğunluğunu teşkil edeceği bir siyasi parti kurulamaz."- Anayasa
Sayı üstünlüğü, ekseriyet
çokluk
(Osmanlı Dönemi) ekseriyet
çoğunluk sistemi
Çok partili sistemlere göre bir seçim bölgesinde en çok oy alan partinin seçimi kazanması
SALT ÇOĞUNLUK
(Hukuk) Yarıdan bir fazla çoğunluk
salt çoğunluk
Oylamada, yarıdan bir fazla üye sayısının oyuyla sağlanan çoğunluk
çoğunluk