çerçevelemek

listen to the pronunciation of çerçevelemek
Türkçe - İngilizce
border
(mücevher) enchase
enframe
to frame; to sash
inlay
mount
frame
çerçevelemek işi
Frame work
çerçevele
{f} frame

Tom framed the photograph and hung it over the bed. - Tom fotoğrafı çerçeveledi ve onu yatağın üzerine astı.

They painted the window frames yellow. - Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.

çerçeveleme
framing
Türkçe - Türkçe
Bir şeye çerçeve geçirmek veya bir şeyi çerçeve içine almak
Bir şeye çerçeve geçirmek veya bir şeyi çerçeve içine almak: "İnce çeneli uzun yüzünü siyah yemeni sımsıkı çerçeveliyor."- H. E. Adıvar
çerçeveleme
Çerçevelemek işi
çerçeveleme
Filmi çevrilecek başlıca cismin, gerek büyüklük gerek yer bakımından görüntü çerçevesine göre düzenlenmesi işi
çerçevelemek