Tom is madly in love with Mary.
- Tom Mary'ye çılgınca âşıktır.
Tom had once been madly in love with Mary.
- Tom bir zamanlar Mary'ye çılgınca âşıktı.
Paramedics worked frantically to save Tom's life.
- Sağlık görevlileri Tom'un hayatını kurtarmak için çılgınca çalıştı.
Tom is texting frantically on his phone.
- Tom telefonunda çılgınca mesaj atıyor.
The consumer price index has been fluctuating wildly.
- Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor.
His heart was beating wildly.
- Kalbi çılgınca çarpıyordu.
Tom is texting frantically on his phone.
- Tom telefonunda çılgınca mesaj atıyor.
Paramedics worked frantically to save Tom's life.
- Sağlık görevlileri Tom'un hayatını kurtarmak için çılgınca çalıştı.
Your ideas sound crazy.
- Sizin fikirleriniz çılgınca görünüyor.
It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.
- Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir fakat sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'i ziyaret etmeye gitmeliyiz.
His heart was beating wildly.
- Kalbi çılgınca çarpıyordu.
The consumer price index has been fluctuating wildly.
- Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor.