çünkü

listen to the pronunciation of çünkü
Türkçe - İngilizce
because

I decided to be happy because it's good for my health. - Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

I dislike Chris because he is very rude and insensitive. - Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.

for

Because I studied for a long time yesterday. - Çünkü dün uzun bir süre çalıştım.

Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years. - Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.

by reason of
because, for, inasmuch as
forwhy
'cos
inasmuch as
since

It exists, but since it's taboo and nobody talks about it, there's no need to give it a name. - O var, ama bu tabudur ve kimse bahsetmek istemez, çünkü ona bir isim vermeye gerek yoktur.

The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects. - Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.

just because

He lost his position just because he refused to tell a lie. - Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.

as
in that
'cause
(İnşaat) on the grounds that
inasmuchas
nedeniyle çünkü
by reason of
çünki
because
Türkçe - Türkçe
Şundan dolayı, şu sebeple
Şundan dolayı, şu sebeple: "Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim, çünkü faydasızdır."- Ö. Seyfettin
çün
ÇÜNKİ
(Osmanlı Dönemi) f. Zira, şundan dolayı ki, şuna binaen ki, şu sebebden ki
çünkü