ruh%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm

listen to the pronunciation of ruh%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm
Türkçe - Türkçe

ruh%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

RUH
(Osmanlı Dönemi) His
ruh
Hayalet, görünmeyecek kadar zayıf kimse: "Doktor Hikmet, zayıflaya zayıflaya, âdeta bir ruh hâlini almıştı."- Y. K. Karaosmanoğlu
RUH
(Osmanlı Dönemi) Korkmak. (Bak: Vicdan)(Ruh, bir kanun-u zivücud-u haricîdir. Bir namus-u zişuurdur. Sabit ve dâim fıtrî kanunlar gibi, ruh dahi âlem-i emirden, sıfat-ı iradeden gelmiş, kudret ona vücud-u hissî giydirmiştir. Bir seyyale-i lâtifeyi o cevhere sadef etmiştir. Mevcud ruh, mâkul kanunun kardeşidir. İkisi hem dâimî, hem âlem-i emirden gelmiş
RUH
(Osmanlı Dönemi) Arabçada: Efsânevi bir kuş. (Bak: Ruhsâr)RUH : Can, nefes, canlılık
RUH
(Osmanlı Dönemi) f. Yanak, yüz, çehre
RUH
(Osmanlı Dönemi) Cebrail (A.S.)
RUH
(Osmanlı Dönemi) Kur'an
RUH
(Osmanlı Dönemi) İsa (A.S.)
RUH
(Osmanlı Dönemi) Öz, hülâsa, en mühim nokta
ruh
Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin
ruh
Anka kuşu
ruh
En önemli nokta, öz: "Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil."- M. Ş. Esendal
ruh
Bedenin yaşama gücü
ruh
Hayalet, görünmeyecek kadar zayıf
ruh
En önemli nokta, öz
ruh
Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü
ruh
Canlılık, duygu: "Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor."- Y. K. Beyatlı
ruh
Esans: "Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur."- H. R. Gürpınar
ruh
Esans
ruh
Canlılık, duygu
ruh bilgini
Ruh bilimi uzmanı
ruh bilimci
Ruh bilimi ile uğraşan uzman, ruhiyatçı, psikolog
ruh bilimcilik
Ruh bilimini bütün bilimlerin ve felsefenin temeli yapma eğilimi
ruh bilimcilik
Özellikle din, sanat, ahlâk gibi olayları tek yanlı olarak yalnızca ruh bilimsel açıdan inceleme ve açıklama, psikolojizm
ruh bilimi
Duyum, heyecan, düşünme gibi olguları ve bunların yasalarını inceleyen bilim, ruhiyat, psikoloji
ruh bilimsel
Ruh bilimi ile ilgili olan, psikolojik
ruh doktoru
Ruh hekimi
ruh göçü
Ruhun bir bedenden başka bir bedene geçerek varlığını sürdürdüğü inancı, tenasüh, reenkarnasyon
ruh hastası
Ruh veya sinir hastalığına tutulmuş kişi, psikopat
ruh hekimi
Ruh hekimliği ile uğraşan uzman, sinir hastalıkları uzmanı
ruh hekimliği
Ruh ve sinir hastalıklarıyla kişide görülen önemli uyuşmazlıkları önleme, teşhis ve tedavi ile uğraşan uzmanlık dalı
ruh karmaşası
Ruhsal sıkıntı
ruh sağlığı
Ruhsal bakımdan sağlıklı olma
ruh çöküntüsü
Ruhsal sıkıntı ve bunalım
ruh ölçümü
Ruhsal süreçlerin ölçülmesinde kullanılan, araçları ve yöntemleri gerektiren bir ruh bilimi dalı, psikometri
ruh ötesi
Ruhlarla ilişki kurma, gelecekten haber verme gibi ruh biliminin kapsamına girmeyen ve onun dışında incelenen olayları kapsayan (alan), metapsişik
uygulamalı ruh bilimi
Ruh biliminin insan üzerinde gerçekleştirmeye yönelik psikolojik araştırmalarını konu alan bilim dalı
Kürtçe - Türkçe

ruh%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm teriminin Kürtçe Türkçe sözlükte anlamı

ruh
ruh
Türkçe - İngilizce

ruh%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

ruh
soul

Do you think animals have souls? - Sizce hayvanların ruhu var mıdır?

Man consists of soul and body. - İnsan ruh ve bedenden oluşur.

ruh bilimi
psychology
ruh hali
mood

She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood. - O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.

She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood. - O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

ruh
ghost

Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back. - Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.

ruh
spirit

When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job. - Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.

I'll be with you in spirit. - Ben ruhen sizinle birlikte olacağım.

ruh
aura
ruh
spirits

For all their serious wounds, all of them were in good spirits. - Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.

With this talisman, you can ward off any and all evil spirits. - Bu tılsım ile tüm şeytani ruhları defedebilirsin.

ruh hali
temper

Tom has a bad temper. - Tom'un kötü bir ruh hali var.

He is in good temper. - O, iyi bir ruh hali içinde.

ruh hali
state of mind

This is a dangerous state of mind for a man to be in. - Bu, içinde bulunacak bir adam için tehlikeli bir ruh halidir.

ruh
mind

My poor state of mind made me distraught. - Berbat ruhsal durumum beni çıldırttı.

Dan was worried about Linda's state of mind. - Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.

ruh
psych

Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized. - Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.

My father was committed to a psychiatric hospital. - Babam bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine teslim edildi.

ruh
ethos
ruh
inner
ruh
the inner man
ruh durumu
mood
ruh eşi
soul mate

Tom says Mary is his soul mate and that they were made for each other. - Tom Mary'nin ruh eşi olduğunu ve birbirleri için yaratıldıklarını söylüyor.

ruh hastalığı
(Tıp) psychosis
ruh sağlığı
mental hygiene
ruh sağlığı hizmetleri
(Tıp) mental health services
ruh ve beden durumu
fettle
ruh ve sinir hastalıkları
(Tıp) neurological disorders
ruh çağıran
necromancer
ruh çağırma
conjure
ruh
kernel
ruh hastalığı nöbeti
a bout of mental illness
ruh ve sinir hastalıkları
Mental and neurological diseases
ruh çağırma
conjuration
ruh
(a person's) character or nature
ruh
essential oil
ruh
shade
ruh
soul, spirit (of a living person or thing)
ruh
pith and marrow
ruh
heartbeat
ruh
manes
ruh
essence, spirit (of a volatile substance); extract, concentrated solution. R
ruh
(koklatılan) smelling salts
ruh
esprit
ruh
pith
ruh
essence
ruh
heart (of a matter), essence (of a matter)
ruh
psyche

Reality and irreality are both important for one's psyche. - Gerçeklik ve gerçek dışılık, kişinin ruhu için önemlidir.

ruh
inner man
ruh
liveliness, spirit, animation, life
ruh
psych. psyche
ruh
genius
ruh
astral body
ruh
soul, spirit; essence, extract; animation, liveliness, spirit; zombie
ruh
spirit of a dead person
ruh bulmak
(for something) to acquire a meaning, become meaningful, make sense
ruh doktorluğu psychiatry, being
a psychiatrist
ruh doktoru
psychiatrist, shrink
ruh doktoru
shrink
ruh doktoru
psychiatrist
ruh geçişmesi
metempsychosis
ruh gibi
wraith-like (person)
ruh gibi
etherial
ruh gibi olma
etherealness
ruh göçü/sıçraması
metempsychosis, transmigration
ruh göçümü
reincarnation
ruh haleti
state of mind, mood
ruh hali
frame of mind, mood
ruh hali
inward
ruh hali
tone
ruh hali
humour [Brit.]
ruh hali
frame of mind
ruh hali
habit of mind
ruh hali
humor
ruh hali
spirit

The players were in high spirits after the game. - Oyuncular maçtan sonra çok iyi bir ruh halindeydiler.

He was in good spirits. - O iyi bir ruh hali içerisindeydi.

ruh hali
psychology
ruh haline getirilmiş
etherealised
ruh haline getirme
etherealising
ruh haline getirme
etherealisation
ruh haline getirmek
etherealize
ruh haline getirmek
etherealise
ruh haline sahip
spirited
ruh hastalıkları
(Tıp) mental health disorders
ruh hastası
psychopathic
ruh hastası
mentally ill person; mental patient
ruh hekimi
psychiatrist
ruh hekimliği
psychiatry
ruh hekimliği psychiatry, being
a psychiatrist
ruh katmak
jazz up
ruh sayrılığı
mental illness
ruh sağlığı
sanity
ruh sağlığı
mental health

Tom has significant mental health issues. - Tom'un önemli ruh sağlığı sorunları vardır.

Thank you for being concerned about my mental health. - Ruh sağlığımla ilgilendiğiniz için size teşekkür ederim.

ruh sağlığı hukuku
mental health laws
ruh vb geçme
transmigration
ruh vb geçmek
transmigrate
ruh ve beden
somatopsychic
ruh ve bedenle ilgili
somatopsychic
ruh verme
ensouling
ruh vermek
give tone to
ruh çağıran falcı
necromancer
ruh çağırarak fala bakma
gramarye
ruh çağırarak fala bakma
necromancy
ruh çağırma
evocation
ruh çağırma
necromancy
ruh çağırma calling someone's spirit
(during a séance); necromancy
ruh çağırma seansı
seance
ruh çağırma tahtası
planchette
ruh çağırmak
evoke
ruh çağırmak
raise
ruh çağırmak
conjure up
ruh-beden dualizmi
(Pisikoloji, Ruhbilim) mind-body dualism
ruh-beden problemi
(Pisikoloji, Ruhbilim) mind-body problem
kutsal ruh
the holy spirit
kötü ruh
dybbuk
a ruh
a spirit
Kutsal Ruh
Holy Ghost, Holy Spirit
Kutsal ruh
Holy Spirit
Kutsal ruh
Holy Ghost
baba oğul ve kutsal ruh
the eternal triangle
bedenden ayrılma (ruh)
disembodiment
görünmek (hortlak/ruh)
materialize
insanın beden ruh ve can olarak üçe ayrılması
trichotomy
insanın beden ruh ve can olarak üçe ayrılması
division into three parts
iyi ruh
good genius
iyi ruh hali
good psychology
koruyucu ruh
familiar spirit
koruyucu ruh
familiar
kuruntulu ruh hali
(Pisikoloji, Ruhbilim) delusional mood
kötü ruh
evil spirit

The evil spirit was driven away from the house. - Kötü ruh evden kovuldu.

The talisman he's wearing is supposed to ward off evil spirits. - Onun taktığı tılsım kötü ruhları uzaklaştırması gerekiyor.

kötü ruh
black soul
kötü ruh
evil genius
kötü ruh
fiend
medyumdan çıkan sihirli ruh
ectoplasm
serbest ruh
free spirit
sinirli ruh hali
frayed temper
Almanca - İngilizce
ruh%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm