Turkish - Turkish
Definition of yola%C3%A7mak in Turkish Turkish dictionary
- yola doğrulmak
- Yola koyulmak
- yola
- Yabani çilek
Related Terms
Turkish - English
Definition of yola%C3%A7mak in Turkish English dictionary
- yola çıkmak
- depart
- yola çıkmak
- fare
- yola koyulmak
- Set off, set to
- yola çıkma
- departure
- yola çıkmak
- Depart, fare, leave, be off, take the road, set forth, set off, set out
- yola dayanıklılık
- roadability
- yola dayanıklılık testi
- road test
- yola dayanıklılık testi yapmak
- road test
- yola düzülmek
- to set off (on a journey)
- yola düşmek
- to set off (on a journey)
- yola gelmek
- a) to come to reason b) to come round
- yola gelmek
- bend the knee
- yola gelmek
- to come round (to another's point of view); to see reason; to straighten up and do as one is supposed to do
- yola gelmemiş
- unreformed
- yola gelmez
- incorrigible
- yola getirmek
- chasten
- yola getirmek
- sit
- yola getirmek
- to bring to reason, to bring sb to his knees, to chasten
- yola getirmek
- discipline
- yola getirmek
- reclaim
- yola getirmek
- to bring (someone) round (to another's point of view); to make (someone) see reason; to make (someone) straighten up and do as he is supposed to do
- yola getirmek
- sit on
- yola gitmek
- to set off (on a journey)
- yola koyulma
- setout
- yola koyulmak
- trot along
- yola koyulmak
- cut along
- yola koyulmak
- trot off
- yola koyulmak
- to set off (on a journey)
- yola koyulmak
- set forth
- yola koyulmak
- to start (out), to set off
- yola koyulmak
- take one's way
- yola koyulmak
- wend one's way
- yola koyulmak
- strike out
- yola revan olmak
- to set off (on a journey)
- yola uygunluk
- roadability
- yola yapışım
- traction of the road
- yola çıkabilir nitelikte
- roadworthy
- yola çıkarmak
- to see (someone) off (on a journey)
- yola çıkma
- start
When will you start getting ready to leave?
-Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- yola çıkmadan son kadeh
- one for the road
- yola çıkmak
- (for one thing) to lead to the same result (as another)
- yola çıkmak
- be off
- yola çıkmak
- take off
- yola çıkmak
- take the road
- yola çıkmak
- get under weigh
- yola çıkmak
- to set off (on a journey). (aynı, bir)
- yola çıkmak
- leave
When will you be ready to leave?
-Yola çıkmak için ne zaman hazır olursun?
Hurry up! The train is about to leave.
-Acele et! Tren yola çıkmak üzere.
- yola çıkmak
- set out
- yola çıkmak
- start
When will you start getting ready to leave?
-Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
- yola çıkmak
- set forth
- yola çıkmak
- set off
- yola çıkmak
- start off
- yola çıkmak
- to set out, to set off, to get off, to start (out)
- yola çıkmış
- destined for
- yola çıkmış
- bound
- Cahil ile çıkma yola getirir başına bin türlü bela
- (Atasözü) Lack of experience invites trouble
- arabayı parkedip yola trenle devam etme
- park and ride system
- doğru yola getirmek
- to straighten sb out, to steady
- gemi ile yola çıkmak
- to sail
- her türlü yola basvurarak geçinmek
- live by one's wits
- her yola başvurmak
- move heaven and earth
- her yola başvurmak
- go for broke
- her yola başvurmak
- go any lengths
- her yola başvurmak
- go to all lengths
- her yola başvurmak
- go all lengths
- her yola başvurmak
- go to great lengths
- her yola başvurmak
- go great lengths
- hızlı araçla yola çıkmak
- take a flier
- iyi yola sevketmek
- haul up
- kötü yola düşen kimse
- backslider
- kötü yola düşmek
- go astray
- kötü yola düşmek
- to be on the streets
- kötü yola düşmek
- become a prostitute
- kötü yola düşmek
- backslide
We've come this far, so we can't stop now. I don't want to backslide.
-Bu kadar uzağa geldik, bu yüzden şimdi duramayız. Kötü yola düşmek istemiyorum.
- kötü yola düşmek
- slide
- kötü yola düşmek
- fall
- kötü yola düşmek/sapmak
- 1. to become a prostitute. 2. to stray from the straight and narrow, begin to live immorally
- kötü yola düşmüş
- fallen
- kötü yola düşmüş
- astray
- kötü yola düşürmek
- debauch
- kötü yola sapmak
- go to the bad
- kötü yola sevk etmek
- to debauch
- kötü yola sevkeden servet
- mammon
- kötü yola sevketmek
- lead smb. up the garden path
- kötü yola sürüklemek
- to corrupt
- treni yan yola geçirmek
- sidetrack
- yan yola geçmek
- shunt
- yanlış yola sapmak
- go astray
- yanlış yola sapmış
- astray
- yanlış yola sapmış
- quite afield
- zorla yola getiren
- Procrustean
Related Terms
yola%C3%A7mak
Hyphenation
yola%c3%a7makResimler
History
Favorites