evi%CC%87l

listen to the pronunciation of evi%CC%87l
Englisch - Türkisch

Definition von evi%CC%87l im Englisch Türkisch wörterbuch

evi döşemek
furnishing the house
Türkisch - Türkisch

Definition von evi%CC%87l im Türkisch Türkisch wörterbuch

evi sırtında
Evi yurdu olmadan herhangi bir yerde yaşayan
cem evi
Cemevi alevilerin zikir yaptıkları, Hak ile batıl olanı ayırdıkları, ölmeden önce öldükleri, sorgu ve sual verdikleri ibadet mekânıdır. Cemevilere girmenin her ibadet yeri gibi bir adabı vardır. Bayanlar saçı açık giremezler, Kül hakkı yiyen; hak sahibi ile helalleşmeden cemevine giremez, zulm edenler ve birbirinden razı olmayanlar da cemevine giremez. Yapılan en büyük ibadetlerden biri Ali'ye yakılan ağıtlardır
öğretmen evi
Öğretmenlerin barınma, yemek ve eğlence ihtiyacını karşılamak üzere yapılmış bina
Allahın evi
Cami, mescit
Allahın evi
İnsan gönlü
Allahın evi
Kâbe
arıtım evi
Şeker, petrol gibi maddelerin arıtıldığı yer, tasfiyehane, rafineri
ay evi
Ayla
aş evi
Para ile yemek yenilen yer, aşçı, lokanta
aş evi
Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer
aş evi
Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane
aş evi
Tekkelerde yemek pişirilen yer
baba evi
Orhan Kemal'in babası ile sürgünde geçen yıllarını anlattığı ilk otobiyografik romanı(1949)
baba evi
Baba ocağı
bakım evi
Kademe
bakım evi
Bakıma ihtiyacı olan kimselerin bakıldıkları, barındıkları kuruluş
bakım evi
Kurum ve kuruluşlarda motorlu araçların onarıldığı ve korunduğu yer veya birim
basım evi
Bası işi yapılan yer, matbaa
buğu evi
Hastalık dolayısıyla mikroplu sayılan eşyanın sıcak buğu ile temizlendiği yer, tephirhane
bıçkı evi
Tomruklardan kalas, kalaslardan daha ince tahtalar kesen, boylarını ve kenarlarını düzgün ve eşit olarak düzelten iş yeri
cam evi
Cam takma işleri yapılan dükkân, camcı
cam evi
Çerçevelerde camın yerleştirilmesi için açılan yiv, cam yuvası
can evi
En duyarlı yer, yürek
can evi
Yüreğin altındaki bölge
ceza evi
Hükümlülerin içinde tutuldukları yapı, hapishane, mahpushane
cilt evi
Cilt işleri yapan dükkân, ciltçi
dağ evi
Şehirlerin kirli havasından uzaklaşmak, tabiat varlıklarından ve güzelliklerinden yararlanmak için dağlık bölgelerde yapılmış ev
dağıtım evi
Dağıtım işiyle uğraşan kuruluş merkezi
derim evi
Kafes biçiminde tahtadan yapılmış portatif ev
derim evi
Keçeden yapılmış çadır
dikim evi
Giysi ve çamaşır dikilen iş yeri
doyum evi
Gösterişsiz, küçük lokanta
doğum evi
Doğum yapılan sağlık kuruluşu
döküm evi
Fabrikalarda döküm yapılan yer
dümen evi
Dümen boğazının geçmesi için kıç bodoslamasının üst ucuna ve teknenin kümbet olan bölümüne açılmış oval delik
dünya evi
Evlilik
düğün evi
Düğün yapan ev
düşkünler evi
Çalışma gücünden yoksun, kazancı olmayan yoksul kimselerin barındırıldığı toplumsal bir yardım kuruluşu, darülâceze
ezim evi
Tohumların ezilip yağ çıkarıldığı yer
giyim evi
Her türlü giysi satan dükkân veya mağaza, konfeksiyon mağazası
gök evi
Gök olaylarını yıldızların, Güneş, Ay ve gezegenlerin konumlarını, hareketlerini küresel bir kubbe içinde, çeşitli araçlarla gösteren yapı, planetaryum
göz evi
Göz yuvası
gözlem evi
Gök gözlemleri yapan, gök cisimlerini ve olaylarını inceleyen yer, rasathane, observatuvar
halk evi
Bu kuruluşun görev yaptığı yapı
halk evi
Halkı eğitip millî birliğe ve ülküye yöneltmek amacıyla açılan kuruluş
huzur evi
Yaşlanmış kimselerin kaldığı, bakıldığı ve barındığı yer
imam evi
Kadınlara özgü ceza evi
kadın evi
Yoksul, mağdur veya başka bir özelliği dolayısıyla muhtaç durumda kalan kadınların geçici olarak barındıkları ev
kayak evi
Kayak bölgesinde yapılan küçük ev
kesim evi
Kasaplık hayvanların kesilip yüzüldüğü yer, kanara, mezbaha
kitap evi
Kitap satılan yer, kitapçı dükkânı
konuk evi
Resmî veya özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut, misafirhane
kuş evi
Kuşların barınmalarını ve korunmalarını sağlamak için saray, köşk gibi konutların duvarlarına veya bahçelerindeki büyük ağaçların dallarına özel olarak yaptırılan yuva
merdiven evi
Merdiven yapılan duvarlarla çevrili kısım
moda evi
Moda giysilerin yapıldığı ve satıldığı yer
ordu evi
Kara, deniz ve hava subay ve astsubaylarının buluştukları, sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecek biçimde yapılmış lokal veya yapı
orman evi
Orman koruma memurunun evi
orman evi
Şehirlerin kirli havasından uzaklaşmak, tabiat varlıklarından ve güzelliklerinden yararlanmak için orman bölgelerinde yapılmış ev
oğlan evi
Nişan, düğün gibi törenlerde erkek tarafının bulunduğu ev
polis evi
Polis hizmetinde bulunanların dinlenme ve barınma amacıyla kullandığı bina
radyo evi
Radyo yayımı yapılan yapı
randevu evi
Gizli fuhuş amacıyla işletilen ev
sanat evi
Sanat eserlerinin üretildiği veya sergilendiği yer
sayrılar evi
Hastane
saz evi
Her türlü müzik aleti yapılan ve satılan yer
saz evi
Sazdan yapılmış basit barınak
saz evi
Sazlı sözlü eğlence yeri
sağlık evi
Sağlık ocağı
sergi evi
Sanat eserlerinin sergilenmesi için hazırlanmış yer
tecim evi
Ticarethane
tutuk evi
Tutukluların kapatıldığı yer, tevkifhane
yapım evi
Ham maddeleri işleyerek piyasaya çıkacak duruma getiren iş yeri, imalâthane
yapım evi
Film yapımı işiyle uğraşmak için kurulmuş ortaklık
yargı evi
Mahkeme
yarı açık ceza evi
Cezalarının bir kısmını tamamlamış, iyi hâlleri görülen tutukluların geri kalan sürelerini çiftçilik, el sanatları vb. işlerle geçirebilecekleri, dıştan korunmasız olmasına karşın, kaçmaya karşı engelleri olan ceza evi
yayın evi
Dergi, kitap vb. ni yayımlayan veya satan kuruluş
çay evi
Çay gibi içeceklerin hazırlandığı ve bunların içildiği yer, çay ocağı, çayhane
çiçek evi
Çiçek yetiştirilen ve satılan yer
üretim evi
Fabrika
ıslah evi
Suç işleyen çocukları ıslah etmek ve eğitmek amacıyla ceza yasasına göre işleyen kurum, ıslahhane
Türkisch - Englisch

Definition von evi%CC%87l im Türkisch Englisch wörterbuch

Evi ev eden avrat yurdu şen eden devlet
(Atasözü) A cheerful wife is the joy of life
evi barkı olmayan
homeless
evi olmayan
home without
evi süpürmek
to sweep the house
evi boşalttırmak
dislodge
evi gezdirmek
show over the house
evi göstermek
show over the house
evi koruyan köpek
house dog
evi resmi görevle arama
domiciliary visit
evi sırtında
homeless; vagabond
Eskimo evi
igloo

I'm going to build an igloo. - Bir Eskimo evi inşa edeceğim.

düşkünler evi
hospice
gözlem evi
observatory

In 1854, Le Verrier became director of the Observatory of Paris. At the time, this observatory was in decay. Le Verrier reestablished the observatory as a place where good science was taking place. - 1854'te Le Verrier Paris gözlem evi müdürü oldu. O dönemlerde bu gözlem evi parçalanma içindeydi. Le Verrier gözlem evini iyi bilimin yer aldığı bir yer olarak yeniden kurdu.

kır evi
cottage

There is a cottage beyond the bridge. - Köprünün ötesinde bir kır evi var.

I've set out a table under a beautiful tree behind the cottage. - Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.

sayfiye evi
cottage

She has a cottage by the sea. - Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var

The cottage reminded me of the happy times I had spent with her. - Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.

toplumdan kaçan kimsenin kapandığı evi
cell
çiftlik evi
farm

The stable is right behind the farm house. - Ahır çiftlik evinin tam arkasında.

Tom lives in an isolated farm house. - Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.

baba evi
family home
cilt evi
bindery
huzur evi
nursing home

Your mother is in a nursing home, isn't she? - Annen bir huzur evinde, değil mi?

Tom works in a nursing home. - Tom bir huzur evinde çalışıyor.

konuk evi
(Askeri) rest house
kır evi rusya'da
dacha
moda evi
(Tekstil) fashion house
ordu evi
(Askeri) officers' club
randevu evi
whorehouse
randevu evi
bordello
tatil evi
holiday house
yayla evi
mountain house
dünya evi
marriage
Sırçadan evi olan komşuya taş atmaz
(Atasözü) Those that live in glass houses should not throw stones
aş evi
over the house
bağ evi
bond house
derim evi
the skin of my house
dernek evi
Association home
gözlem evi, observatuvar
observatory, observatuvar
kayak evi
ski home
kol evi dikişi
(Tekstil) armhole seam
kol evi pervazı
(Tekstil) armhole facing
kol evi çapı
(Tekstil) armhole diameter
konuk evi
guest house

We found a room to rent in a guest house. - Biz bir konuk evinde kiralık bir oda bulduk.

You can stay in my guest house. - Benim konuk evimde kalabilirsin.

orman evi
forest home
sanat evi
Art house
sığınma evi
battered women's shelter [sociol.] refuge for battered women [sociol.] shelter for battered women [sociol.] women's house [Ethnologie] women's refuge [sociol.]

There are only a few domestic violence shelter in the huge Meropol Istanbul.

tevkif evi
Detention house, remand prison, penitentiary
tutuk evi
house arrest
yayın evi
publishing house
yurt, öğrenci evi
dormitories, student houses
öğretmen evi
Teachers house
üretim evi
house production
Allah evi
place of worship
Allahın evi
the heart of man
ahşap sayfiye evi
chalet
aynı evi paylaşmak
room together
baba evi
1. home, the place on which one's familial affections are centered. 2. family home, homeplace
başrahibin evi
deanery
cam evi/yuvası
rabbet, rebate, groove for a pane of glass
can evi
1. the upper part of the belly. 2. heart. 3. the vital spot
can evi
quick
cenaze evi
funeral home
dağ evi
chalet

We stayed in a chalet. - Biz bir dağ evinde kaldık.

dinlenme evi
convalescent home
dümen evi
housing for the rudder shaft
dümen evi
wheelhouse
düğün evi gibi
(place) filled with a happy throng of people
düşkünler evi
poorhouse
düşkünler evi
almshouse
düşkünler evi
doss house
düşkünler evi
workhouse
en yakın kitap evi nerede
Where is the nearest bookstore
eskimo yaz evi
tupik
fıçı evi
cooperage
hazine evi
treasure house
ihracat evi
(Ticaret) exporting house
imam evi
(Konuşma Dili) prison for women
isviçre dağ evi
chalet
kitap evi
bookstore

How do I get to the used bookstore? - Kullanılmış kitap evine nasıl gidebilirim?

kol evi
armhole
kol evi
tailor . armhole, place where the sleeve joins the yoke
köpek evi
kennel

We need to drop the dog off at the kennel. - Köpeği köpek evine bırakmamız gerek.

körler evi
home for the blind
kır evi
(rusya'da) dacha
makara evi frame, block
(of a pulley)
merdiven evi
(İnşaat) stair enclosure
merkez ticaret evi
(Ticaret) head quarter
misafir evi/konağı small, village house built
to accommodate travelers
oyun evi
playhouse
oyuncak bebek evi
dollhouse
oyuncak bebek evi rica ediyorum
I would like a dollhouse
papaz evi
manse
papaz evi
vicariate
papaz evi
presbytery
papaz evi
parsonage
papaz evi
vicarage
papazın evi
pastorate
papazın evi
vicarage
randevu evi
bawdyhouse
rubens evi
rubenshuis
sahil evi terası
(İnşaat) widows walk
sahil evi terası
(İnşaat) widow's walk
sayfiye evi
hideout
sayfiye evi
summer resort
sayfiye evi
hideaway
taş evi
setting, mounting, mount (for a gem)
taş evi tırnağı
prong, claw (of a setting for a gem)
toplantı evi
meeting house
yakınlarda kitap evi var mı
Is there a bookstore nearby
yalancının evi yanmış da kimse inanmamış
(Atasözü) If you cry wolf all the time, nobody will believe you when you're actually telling the truth./Nobody believes anything a habitual liar says
yazılım evi
software house
yaşlılar evi
almshouse
çiftlik evi
farm house

Tom and his family live in a small farm house not too far from here. - Tom ve ailesi buradan çok uzakta olmayan küçük bir çiftlik evinde yaşamaktadır.

The stable is behind the farm house. - Ahır çiftlik evinin arkasında.

ölüm evi
death house
şehir evi
town house
evi%CC%87l
Favoriten