yani

listen to the pronunciation of yani
Türkçe - İngilizce
so
that is, that is to say, namely, so to speak, in other words; in a word, in short; you know
but

That means one of them will have to go. But which one? - Yani onlardan biri gitmek zorunda. Ama hangi biri?

Tom and Mary have about 20 children, but they're not quite sure of the exact number. - Tom ve Mary'nin yaklaşık 20 tane çocukları var, yani onlar kesin sayısı konusunda tam olarak emin değiller.

you know
i.e
sc
namely
in short

Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything. - Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.

in a word
you see
nominately
in a sense
that's to say
vide licet
that is
ie,id est
i mean
scilicet
to wit
scil
that is to say, I mean, in other words, i.e., id est; namely, to wit, videlicet, viz., scilicet, scil., sc., ss
viz
wit

So what's wrong with my idea? - Yani benim fikrimin nesi var?

When I filled my tank with gasoline this morning, it cost ¥135 per liter which is $6.55 per gallon. - Bu sabah depomu benzinle doldurduğumda, litresi 135 yene mal oldu yani galonu 6.55 dolar.

so to speak
in other words

Money and I are strangers; in other words, I am poor. - Para ve ben birbirimize yabancıyız, yani, ben fakirim.

My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf. - Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.

that is to say
which means
that which
i e
videlicet
idest
yalan mı yani?
is that wrong?
yalan mı yani?
is that a lie?
nedir yani!
so what
Ne olmuş yani
What of it?, So what?
kırk yıllık Kâni, olur mu Yani
(Atasözü) Can a leopard change its spots?
kırk yıllık yani olur mu kâni
can the leopard change its spots
ne yani
so what?
Türkçe - Türkçe
Sözün kısası, doğrusu: "Tesadüf ama bu kadar olur yani."- H. Taner
Sözün kısası, doğrusu
"Demek", "şu demek ki" anlamında kullanılır
Demek", "şu demek ki" anlamında kullanılır: "Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor."- T. Buğra
YANİ'
(Osmanlı Dönemi) Kıvama gelmiş, olmuş. Pişkin
yani