yalama

listen to the pronunciation of yalama
Türkçe - İngilizce
licking

Kissing a person who smokes is like licking an ashtray. - Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.

Kissing a smoker is like licking an ashtray. - Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.

Stripped (for screw, bolt, nut, machine parts, etc.)
lick

Tom's dog likes to lick people's faces. - Tom'un köpeği insanların yüzlerini yalamayı seviyor.

Life is like licking honey off a cactus. - Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.

lick, licking; erosion, abrasion; worn
worn (by friction)
licking, lick
(Sanat) tinting
abrasion
worn
erosion
yalamak
lick

Kissing a smoker is like licking an ashtray. - Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.

Life is like licking honey off a cactus. - Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.

yalama olmak
Get stripped (for screw, bolt, nut, machine parts, etc.)
yalama olmak
to be worn, to be eroded
yalama olmak
to get worn, get worn down
yalama resim
wash drawing
yalamak
give a lick
yalamak
(deyim) lap up
yalamak
graze
yala
{f} licking

Kissing a smoker is like licking an ashtray. - Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.

Kissing a person who smokes is like licking an ashtray. - Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.

yala
lick out
yala
lick off
yala
lick up
yala
{f} lick

You must absolutely not lick the floor. - Kesinlikle zemini yalamamalısın.

The puppy licked her on the cheek. - Köpek yavrusu onu yanağından yaladı.

yalamak
lap
yalamak
licking

Kissing a person who smokes is like licking an ashtray. - Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.

Life is like licking honey off a cactus. - Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.

tuz yalama yeri
salt lick
yalamak
to skim over, pass just above the surface of
yalamak
to lick; to graze
yalamak
to lick; to lick (something) up; to lap (something) up
Türkçe - Türkçe
Fırça izlerini belli etmeden yapılan resim
Yalamak işi
Fırça izleri belli etmeden yapılan (resim)
Üzeri düzleşmiş, aşınmış olan
yalama olmak
Aşınmak
yalama uçuş
Yere çok yakın olarak yapılan ustaca uçuş
yalama yazı
bakınız: yontuk düz
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) LESB
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) LECN
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) MATH
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) LEVG
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) LAT'
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) LEDS
Yalamak
(Osmanlı Dönemi) LA'K
yalamak
Dilini gezdirerek bir şeyin üzerindekini almak: "Kara üzüm tıkınıyor ya, parmak uçlarına bulaşan görünmez balını, teker teker yalıyor."- A. İlhan
yalamak
Sıyırarak, dokunarak geçmek
yalamak
Sıyırarak, dokunarak geçmek: "Bir güneş parçası binanın yüzünü yalayarak açık kapılardan içeri giriyor."- R. H. Karay
yalamak
Dalgalar geminin içine girmeyip yalnız bordasını sıyırarak geçmek
yalamak
Bir şeyin üzerinden dilini sürüp geçirmek
yalamak
Geminin içine girmeyip yalnız bordasını sıyırarak geçmek
yalamak
Dilini gezdirerek bir şeyin üzerindekini almak
yalama