Türkçe - İngilizce
tıkanmak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- congest
- be choked up
- be jammed
- deadlock
- come to a deadlock
- suffocate
- clog
- to be stopped up, to be bunged up (with sth), to be chocked (up) (with sth), to clog; to lose one's breath
- to be plugged, be stopped; to be clogged, be congested
- choke up
- be stuffy
- choke
- stifle
- suddenly to feel full, suddenly to feel as if one had sated one's appetite for food
- be stopped
- foul up
- clod
- drift
- block
- stop up
- chocked
- gorge
- stopped up
- engorge
- clog up
- be choked
- eloq
- tıkanma
- blockage
- tıkanma
- {i} occlusion
- tıkanma
- plunge
- tıkanma
- choke
- tıkanma
- (Askeri) obstruct
- tıkanma
- blocking
- tıkanma
- blocking up
- tıkanma
- choking
- tıka
- {f} stopper
- tıka
- block up
- tıka
- {f} stoppering
- tıka
- {f} plug
We must find something to plug up this hole.
-Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
The bathroom sink is plugged.
-Banyo lavabosu tıkalı.
- tıka
- choke up
- tıka
- stop up
- tıka
- {f} chock
- tıka
- {f} stoppered
- tıka
- {f} block
The street is blocked because of the demonstration.
-Gösteriden dolayı cadde tıkalıydı.
I was told my tear duct was blocked.
-Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.
- tıka
- bung up
- tıkanma
- {i} engorging
- boğazı tıkanmak
- choke collar
- tıkanma
- clogging
- TIKANMA
- chokes
- Tıkanma
- (Tıp) obturation
- alüvyonla tıkanmak
- silt up
- burnu tıkanmak
- have a stuffy nose
- burnu tıkanmak
- (sb's nose) to become stuffy
- burnu tıkanmak
- become stuffy
- genizi tıkanmak
- to have a stuffy nose
- tıka
- stopup
- tıka
- oppilate
- tıkanma
- being choked up
- tıkanma
- being stopped
- tıkanma
- congestion
- tıkanma
- path. occlusion, obstruction
- tıkanma
- stoppage
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
tıkanmak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Soluk alamamak, soluğu kesilmek: "Hâlâ tıkanmış, boğulmuş gibi kesik kesik nefes alan Lâle'ye bir kere daha baktı."- Ö. Seyfettin
- Tıkamak işine konu olmak
- Tıkama işine konu olmak. İştahı kalmayıp yemek yiyememek
- Soluk alamamak, soluğu kesilmek
- İştahı kalmayıp yemek yiyememek
- tıka
- Tuğla kiremit gibi şeyler yapmaya yarayan kil
- tıkanma
- Tıkanmak işi