to seize eagerly, or with alacrity; to accept with cordiality; to welcome

listen to the pronunciation of to seize eagerly, or with alacrity; to accept with cordiality; to welcome
İngilizce - Türkçe

to seize eagerly, or with alacrity; to accept with cordiality; to welcome teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

embrace
{f} kucaklamak
embrace
{f} kucaklaşmak
embrace
sarılmak
embrace
{f} kucakla

Tom ve Mary kucaklaştılar. - Tom and Mary embraced.

İnsanların farklılıklarının farkında olması gerekir, ama aynı zamanda onları yaygınlığını da kucaklamalılar. - People need to be aware of their differences, but also embrace their commonness.

embrace
benimsemek
embrace
bağrına basma
embrace
kucaklama

Linda, Dan'ın onu sıkıca kucaklamasını istedi. - Linda asked Dan to embrace her tightly.

İnsanların farklılıklarının farkında olması gerekir, ama aynı zamanda onları yaygınlığını da kucaklamalılar. - People need to be aware of their differences, but also embrace their commonness.

embrace
kabul etmek
embrace
sarılma
embrace
kucakla,v.kucakla: n.kucaklama
embrace
{f} yakalamak
embrace
benimse/kapsa/kucakla
embrace
ihtiva etmek
embrace
{f} kapsamak
embrace
{f} sarmak
embrace
bağrına basmak
embrace
kabul etme
İngilizce - İngilizce
embrace
to seize eagerly, or with alacrity; to accept with cordiality; to welcome