so be

English - Turkish

Turkish - Turkish

Definition of so be in Turkish Turkish dictionary
HİSBE: (Osmanlı Dönemi) İslâm hukukunda, devlet muhasebesi. Muhasebe dairesi
HİSBE: (Osmanlı Dönemi) Ecir, sevap
HİSBE: (Osmanlı Dönemi) Huk: Hisbe, daha sonraki çağlarda zabıta, çarşı zabıtası, ahlâk zabıtası gibi değişik müesseselerin adı oldu
USBE: (Osmanlı Dönemi) Cemaat. İnsanlar. Atlılar. Atlar veya kuşlardan cemaat
sobe: çocuk oyunlarında, ebeden önce davranıp daha önce kararlaştırılmış yere ulaşıldığında söylenen söz
sobe: Genel olarak koşmaca, saklambaç vb
sobe: Genel olarak koşmaca, saklambaç vb. çocuk oyunlarında, ebeden önce davranıp daha önce kararlaştırılmış yere ulaşıldığında söylenen söz

English - English

Definition of so be in English English dictionary
so be it: An indication of acceptance, especially of a situation which is not entirely favorable
So be it, then. Born in throes, 't is fit that man should live in pains and die in pangs. So be it, then! Here's stout stuff for woe to work on. So be it, then.
Thisbe: Pyramus and Thisbe
Thisbe: {i} (Mythology) young woman of Babylon who killed herself after she found her lover Pyramus dead
so be it: let it be, leave things as is, well all right, whatever