fırtınalı

listen to the pronunciation of fırtınalı
Turkish - English

Definition of fırtınalı in Turkish English dictionary

fırtına
storm

The fury of the storm frightened the children. - Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.

The roof was damaged by the storm. - Çatı fırtınadan zarar görmüştü.

fırtınalı
stormy

The evening he died was stormy. - Onun öldüğü akşam fırtınalıydı.

It was very stormy in the afternoon. - Öğlen hava çok fırtınalıydı.

fırtına
{i} gust

Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death. - Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.

fırtına
hurricane

Tom's house was destroyed by the hurricane. - Tom'un evi fırtına tarafından tahrip edildi.

Hurricanes are violent storms. - Kasırga demek azgın fırtına demektir.

fırtına
squall

Squalls are expected later tonight. - Bu gece daha sonra şiddetli fırtına bekleniyor.

fırtınalı
rough

She become seasick in rough seas. - Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu.

fırtına
tempest
fırtına
gale

Please be careful of gales and large waves. - Lütfen fırtınalara ve yüksek dalgalara karşı dikkatli olun.

fırtına
windstorm
fırtınalı
nasty
fırtınalı
boisterous
fırtınalı
blustery
fırtınalı
angry
fırtına
turbulent
fırtına
weather

According to the weather forecast, a storm's coming. - Hava tahminine göre, bir fırtına geliyor.

He must be crazy to go out in this stormy weather. - Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.

fırtına
(Askeri) strong gale
fırtınalı
(Askeri) greasy
fırtınalı
tumultuous

Layla and Sami had a tumultuous marriage. - Leyla ve Sami, fırtınalı bir evliliğe sahiptiler.

fırtına
thunderstorm

The thunderstorm produced a lot of lightning. - Fırtına bir sürü yıldırım üretti.

Thunderstorms are scary. - Fırtınalar korkutucu.

fırtınalı
inclement
fırtınalı
foul
fırtınalı
turbulent
fırtınalı
tempestuous
fırtınalı
heavy
fırtına
the storm
fırtınalı
stormiest
fırtına
terrible difficulty
fırtına
bewilderment
fırtına
snorter
fırtına
storm, tempest, gale
fırtına
firestorm

Even those in hospitals won't be saved from the coming meteor-caused firestorm! - Hatta bu hastaneler önümüzdeki meteor kaynaklı yangın fırtınasından kurtulmuş olmayacak!

fırtınalı
dirty
fırtınalı
stormy, tempestuous
fırtınalı
squally
fırtınalı
rugged
fırtınalı
stormy, boisterous, tempestuous, rough
fırtınalı
gusty
fırtınalı
ugly

It's going to be ugly. - Hava fırtınalı olacak.

fırtınalı
wild

Wild weather is forecast for our region today. - Bugün bölgemiz için fırtınalı hava tahmini yapılıyor.

fırtınalı
intemperate
fırtınalı
stark
Turkish - Turkish

Definition of fırtınalı in Turkish Turkish dictionary

Fırtına
(Adlar, İsimler) baybora
FIRTINA
(Osmanlı Dönemi) Şiddetli rüzgârla denizin dalgalanıp karışması
FIRTINA
(Osmanlı Dönemi) Rüzgârın çok şiddetli esmesi
FIRTINALI
Çok rüzgârlı: "Karlı, fırtınalı gecelerde bu selviler inilder, haykırır."- M. Ş. Esendal. Çok tartışmalı, çekişmeli, gürültülü, karışık: "O kadar fırtınalı bir maziden sonra istikbalde söneceğinize inanmaktan uzağım."- Y. K. Beyatlı
Fırtına
bozbora
Fırtına
(Osmanlı Dönemi) HUSUM
Fırtına
(Osmanlı Dönemi) NEVCET
fırtına
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma: "Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden bereket fırtına dindi."- B. Felek
fırtına
Güç atlatılan kötü durum: "Fırtınanın yaklaştığını anladığı hâlde anlamamış görünüyor, şarkısını mırıldanıyordu."- R. N. Güntekin
fırtına
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
fırtına
Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr
fırtına
Güç atlatılan kötü durum
fırtına
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı: "Kâmuran'ın ağlamasının kalbimde uyandırdığı fırtınaya kendim de şaşıyorum."- H. E. Adıvar
fırtına
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık; sıkıntı
fırtına
Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr
fırtınalı
Çok tartışmalı, çekişmeli, gürültülü, karışık
fırtınalı
Çok rüzgârlı
fırtınalı
Favorites