düşüncesiz

listen to the pronunciation of düşüncesiz
Turkish - English

Definition of düşüncesiz in Turkish English dictionary

düşünce
idea

These ideas are embodied in the constitution. - Bu düşünceler anayasada düzenlendi.

With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas. - Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.

düşünce
notion

He had no notion of leaving his hometown. - Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
thoughtless

Tom was thoughtless, wasn't he? - Tom düşüncesizdi, değil m?

One hour of thoughtlessness can cause years of tears. - Bir saatlik düşüncesizlik yıllarca gözyaşlarına neden olabilir.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
inconsiderate

Tom was very inconsiderate. - Tom çok düşüncesizdi.

I didn't mean to be inconsiderate. - Düşüncesiz olmak istemedim.

düşünce
opinion

His opinion is generally correct. - Onun düşüncesi genellikle doğrudur.

I had a good opinion of her. - Onunla ilgili iyi bir düşüncem vardı.

düşünce
consideration

Such considerations ultimately had no effect on their final decision. - Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.

düşünce
thought

She is very thoughtful and patient. - O çok düşünceli ve sabırlı.

It's thoughtless of her to say so. - Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} reckless
düşünce
mind

I have no mind to go for a walk. - Bir yürüyüş gitme düşüncem yok.

His mind was filled with happy thoughts. - Aklı mutlu düşüncelerle doluydu.

düşünce
{i} think

I managed to bring him around to my way of thinking. - Onu benim düşünce tarzıma ikna edebildim.

His book incorporates all his thinking on the subject. - Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.

düşünce
{i} remark

Tom apologized to Mary for his son's impolite remarks. - Tom Mary'ye oğlunun terbiyesiz düşünceleri için özür diledi.

For a girl of her age, Mary expresses very clever, remarkable thoughts. - Onun yaşındaki bir kız için, Mary çok zeki, dikkat çekici düşünceler ifade eder.

düşünce
thought, consideration; idea, opinion; anxiety, worry, care
düşünce
reasoning
<span class="word-self">düşüncesizspan>
rash

You don't want to do anything rash. - Düşüncesiz bir şey yapmak istemiyorsun.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} impulsive

Tom is an impulsive buyer. - Tom düşüncesiz bir alıcı.

Tom is a little impulsive, isn't he? - Tom biraz düşüncesiz, değil mi?

düşünce
belief
düşünce
take

what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.

I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life. - Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek.

Please, take a look at my first post and let me know what you think about it. - Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin.

düşünce
fancy
<span class="word-self">düşüncesizspan>
brusque
düşünce
sentiments
düşünce
judgement [Brit.]
<span class="word-self">düşüncesizspan>
freewheeling
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} imprudent

Mary is an imprudent young woman. - Mary düşüncesiz bir genç kadındır.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} witless
düşünce
thinking

His book incorporates all his thinking on the subject. - Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.

Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents. - Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin örgütsel yeteneklerini güzelce tamamladı.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
careless
düşünce
mentality
düşünce
assessment
düşünce
view

I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things. - Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum.

He studied day and night with a view to becoming a lawyer. - Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı.

düşünce
communion
düşünce
plan

I can't agree with you with regard to the new plan. - Yeni plan hakkında seninle aynı düşüncede değilim.

düşünce
(Politika, Siyaset) position
düşünce
idee
düşünce
prognosis
düşünce
reflexion
<span class="word-self">düşüncesizspan>
insensitive
<span class="word-self">düşüncesizspan>
heedlessly
düşünce
attitude
düşünce
sight

Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned. - Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.

düşünce
conception
düşünce
judgment
düşünce
voice
düşünce
observation
düşünce
sense
düşünce
argument
düşünce
estimate
<span class="word-self">düşüncesizspan>
blind
<span class="word-self">düşüncesizspan>
ill-judged
<span class="word-self">düşüncesizspan>
cavalier
<span class="word-self">düşüncesizspan>
hoitytoity
<span class="word-self">düşüncesizspan>
unthinking
<span class="word-self">düşüncesizspan>
incautious
<span class="word-self">düşüncesizspan>
half cocked
<span class="word-self">düşüncesizspan>
indiscreet
<span class="word-self">düşüncesizspan>
brash
<span class="word-self">düşüncesizspan>
ill-advised
<span class="word-self">düşüncesizspan>
feckless
<span class="word-self">düşüncesizspan>
unkind
<span class="word-self">Düşüncesizspan>
incogitant
düşünce
thinking in
düşünce
to thought
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} blindfold
düşünce
say so

It's thoughtless of her to say so. - Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.

düşünce
conceit

He is so full of conceit that everybody dislikes him. - O herkesin ondan hoşlanmadığı düşüncesiyle çok dolu.

düşünce
thought, thinking
düşünce
counsel
düşünce
idea, opinion, reflection, observation
düşünce
cogitation
düşünce
apprehension
düşünce
ideo
düşünce
anxiety, worry
düşünce
comment
düşünce
sentiment

Anti-Chinese sentiment is on the rise in Myanmar. - Myanmar'da Çin karşıtı düşünceler artıyor.

düşünce
{i} judgement
düşünce
estimation
düşünce
prognoses
düşünce
concept
düşünce
construct

Your opinion is very constructive. - Düşünceniz çok yapıcı.

Tom has constructive ideas. - Tom'un yapıcı düşünceleri var.

<span class="word-self">düşüncesizspan>
thoughtless, tactless, inconsiderate, imprudent, impulsive, indiscreet, unthinking, injudicious; reckless, rash, heedless, incautious, impetuous, unkind, cavalier; unworried, carefree
<span class="word-self">düşüncesizspan>
heady
<span class="word-self">düşüncesizspan>
injudicious
<span class="word-self">düşüncesizspan>
gauche
<span class="word-self">düşüncesizspan>
ill judged
<span class="word-self">düşüncesizspan>
mindless
<span class="word-self">düşüncesizspan>
half baked
<span class="word-self">düşüncesizspan>
headlong
<span class="word-self">düşüncesizspan>
thoughtless, inconsiderate, tactless
<span class="word-self">düşüncesizspan>
out of turn
<span class="word-self">düşüncesizspan>
ill advised
<span class="word-self">düşüncesizspan>
unmindful
<span class="word-self">düşüncesizspan>
flighty
<span class="word-self">düşüncesizspan>
unworried; carefree
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} tactless
<span class="word-self">düşüncesizspan>
precipitate
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} wanton
<span class="word-self">düşüncesizspan>
illadvised
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} unadvised
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} unreflecting
<span class="word-self">düşüncesizspan>
without tact
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} hasty
<span class="word-self">düşüncesizspan>
gormless
<span class="word-self">düşüncesizspan>
{s} slapdash
<span class="word-self">düşüncesizspan>
brute
Turkish - Turkish

Definition of düşüncesiz in Turkish Turkish dictionary

düşünce
Dış dünyanın insan zihnine yansıması
düşünce
Niyet, tasarı. İlke, yönetici sav
düşünce
Tasa, kaygı, sıkıntı
düşünce
Düşünme sonucu varılan, düşünmenin ürünü olan görüş, mütalaa, fikir, mülahaza, ide: "Anlaşmazlıklarda aracılığına, zor durumlarda düşüncesine başvurulur."- T. Buğra
Düşünce
mülahaza
Düşünce
endişe
Düşünce
mütalaa
Düşünce
(Osmanlı Dönemi) GAİLE
<span class="word-self">Düşüncesizspan>
(Osmanlı Dönemi) AHAFF
düşünce
İlke, yönetici sav
düşünce
Niyet, tasarı
düşünce
Düşünme sonucu varılan, düşünmenin ürünü olan görüş, mütalâa, fikir, mülâhaza, ide
<span class="word-self">düşüncesizspan>
Tasasız, kaygısız
<span class="word-self">düşüncesizspan>
Düşüncesi olmayan
<span class="word-self">düşüncesizspan>
Düşünmeden davranan, anlayışsız
düşüncesiz
Favorites