My brother pretended to be working very hard.
- Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
The bus is running ten minutes late.
- Otobüs on dakika rotarlı çalışıyor.
My watch is running all right.
- Saatim iyi çalışıyor.
He has ambition, so he works hard.
- Onun emeli var, bu yüzden o çok çalışıyor.
He works in a big city hospital.
- O büyük bir şehir hastanesinde çalışıyor.
He had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
If only I had studied harder for the exam.
- Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım.
If he studied hard, he could pass the exam.
- Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
The machine has stopped functioning.
- Makine çalışmayı durdurdu.
The machine stopped functioning.
- Makine çalışmayı kesti.
Pamela must have been at home when I tried to get in touch with her, but she didn't answer the telephone.
- Onunla iletişim kurmaya çalıştığımda Pamela evde olmalıydı fakat telefona cevap vermedi.
I'm trying to get in touch with her sister.
- Kız kardeşiyle temasa geçmeye çalışıyorum.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.
I wish to work in the laboratory some day.
- Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
I felt tired from having worked for hours.
- Saatlerce çalışmaktan yoruldum.
Child as he was, he worked hard to help his mother.
- O,çocukken,annesine yardım etmek için sıkı çalıştı.
I'm studying English at home.
- Evde İngilizce çalışıyorum.
I'm studying the American drama.
- Amerikan dramasını çalışıyorum.
He attempted to swim across the river.
- Nehri yüzerek geçmeye çalıştı.
We'll attempt to start the class soon.
- Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
He had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
How many times a day does that bus run?
- O otobüs günde kaç kez çalışır?
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
They labored in the factories.
- Onlar fabrikalarda çalıştılar.