İngilizce - Türkçe
refers to the act of pain or suffering affecting the mind teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- distress
- {f} üzmek
- distress
- sıkıntı
Açlık insanlar arasında büyük sıkıntıya neden oldu.
-Famine caused great distress among the people.
Tom sıkıntılı görünüyor.
-Tom appears distressed.
- distress
- {i} dert
- distress
- {i} acı
Bu acıklı bir hikaye.
-That is a distressing story.
- distress
- zor bir durum
- distress
- {i} üzüntü
- distress
- bun
- distress
- (Tıp) detres
- distress
- endişe
- distress
- tehlike
Biz o gemiden bir tehlike sinyali aldık.
-We've got a distress signal from that ship.
Gemi bir tehlike sinyali gönderdi.
-The ship flashed a distress signal.
- distress
- acı çektirmek
- distress
- ıstırap
- distress
- ıstırap vermek
- distress
- ızdırap
- distress
- borca karşılık bir kim senin eşyasına el koymak
- distress
- keder
- distress
- {f} haczetmek
- distress
- ızdırap,v.sıkıntı ver: n.sıkıntı
- distress
- {i} tehlikeli bir durum, zor bir durum
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
refers to the act of pain or suffering affecting the mind teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- distress
refers to the act of pain or suffering affecting the mind
Heceleme
refers to the act of pain or suf·fer·ing af·fect·ing the mindTürkçe nasıl söylenir
rıfırz tı dhi äkt ıv peyn ır sʌfrîng ıfektîng dhi mayndTelaffuz
/rəˈfərz tə ᴛʜē ˈakt əv ˈpān ər ˈsəfrəɴɢ əˈfektəɴɢ ᴛʜē ˈmīnd/ /rəˈfɜrz tə ðiː ˈækt əv ˈpeɪn ɜr ˈsʌfrɪŋ əˈfɛktɪŋ ðiː ˈmaɪnd/
Resimler
Favoriler