hace teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- does
- yap
O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
-He doesn't know who built those houses.
Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
-Regardless of what he does, he does it well.
- does
- {f} do fiilinin geniş zamandaki üçüncü şahıs tekil şekli: He does good work. İyi iş yapar
- ago
- önce
O, Paris'e iki yıl önce gitti.
-He went to Paris two years ago.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
-I saw her somewhere two years ago.
- ago
- kabak
- does
- yok
Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
-Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
Diller listesinde neden Malta dili yok?
-Why doesn't the list of languages include Maltese?
- ago
- evvel
- ago
- z. önce, evvel: a long time ago çok zaman önce
İlgili Terimler
hace teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- (Osmanlı Dönemi) f. Hoca, efendi, sâhib, muallim, âile reisi
- Keklik
hace teriminin İspanyolca Türkçe sözlükte anlamı
- kılan
hace teriminin İspanyolca İngilizce sözlükte anlamı
- ago
- doeth
- does
Do you think television does children harm?
-¿Crees que la televisión le hace daño a los niños?
Each one does what he wishes.
-Cada uno hace lo que quiere.
- hace dos años
- two years back
- hace falta dinero
- not enough money
- hace falta evidencia
- not enough evidence
- hace falta memoria
- not enough memory
- hace mucho tiempo
- long ago, long time ago
- hace poco
- lately, recently, short time ago, not long since, just now
- hace poco tiempo
- not long ago
The radio arrived to this country not long ago.
-La radio llegó al país hace poco tiempo.
- hace un calor achicharrante
- it's baking hot
- hace un siglo que no nos vemos
- it's an age since we last met
- hace un tiempo
- some time ago
- hace unos días
- some days ago
- cuando hace falta
- when required
- no hace mucho tiempo
- freshly
- que hace agua
- leaky
- que hace bolsas
- baggy
- que hace falta
- required, right
- que hace intolerable
- intolerable
- que hace tilín
- tinkling
- que hace época
- epoch making, epochal
- se hace tarde
- latish
- vehículo que hace trayectos cortos y regulares entre dos pun
- shuttle
- él que hace leyes
- lawmaker