terne

listen to the pronunciation of terne
İngilizce - Türkçe
kurşun kaplı sac
çinkolu kurşun alaşımı
(Askeri) TERNE: Alfa silahına benzer, geminin baş tarafından atılır. Norveç yapısı bir denizaltı savunma roketi. SOD: 1000 tonluk gemilere monte edilmek üzere imal edilmiştir
(isim) çinkolu kurşun alaşımı
dull
{s} sıkıcı

Benim görevim donuk ve sıkıcı. - My job is dull and boring.

Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı. - The coffee enabled me to stay awake during the dull concert.

dull
{s} kör, kesmez (bıçak, makas v.b.)
dull
{s} donuk, sönük (renk)
dull
anlamaz
dull
ölü
dull
güç öğrenen
dull
yavan
dull
duygusuzlaştırmak
dull
körleşmek
dull
(renk/hava/vb.) sönük
dull
sönükleştirmek
dull
yavaş düşünen
dull
boğuk
dull
donuklaşmak
dull
{s} duygusuz
dull
{f} sersemletmek
dull
kafası işlemez
dull
{s} fersiz
dull
{f} duygularını köreltmek
dull
{f} uyuşturmak
Fransızca - Türkçe
donuk
fersiz
dulle
dostsuz
Danca - Fransızca
sterne
İngilizce - İngilizce
Mixture of lead and tin
An alloy composed of three or four parts of lead to one part of tin Sometimes used to coat metal used in roof applications
an alloy of lead and tin, used to coat sheets of carbon steel or stainless steel for use as metal roofing sheet
Sheet iron or steel plated with an alloy of three or four parts of lead to one part of tin, used as a roofing material
Terneplate
Fransızca - İngilizce
{n} tameness
{a} subdued
{a} feeble
{a} leaden
dull, drab, bland, dim, lank, leaden
dullest
dull
lackluster
drab

The vicar wore drab clothing. - Le pasteur portait des vêtements ternes.

lacklustre
rendre terne
take the shine off
terne