malin

listen to the pronunciation of malin
Türkçe - İngilizce

malin teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

mali
financial

They assisted the painter financially. - Mali olarak ressama yardım ettiler.

The new government has financial troubles. - Yeni hükümetin malî sorunları var.

mali
fiscal

They labored over the budget for the fiscal year 1997. - Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.

It is important for a nation to have an adequate mix of monetary and fiscal policies. - Bir milletin para ve mali politikalarının yeterli karışımına sahip olması önemlidir

mali
monetary
mali
malian
Mali
Mali
mali
(Ticaret) financial power
mali
financials
İngilizce - İngilizce
An English matronymic surname based on a Middle English diminutive of Mary
Mali
Country in Western Africa. Official name: Republic of Mali
Mali
{i} country in western Africa
Mali
one of the largest countries in West Africa. It contains a large area of the southern Sahara Desert. Population 11,009,000 (2001). Capital: Bamako. officially Republic of Mali Country, West Africa
mali
a landlocked republic in northwestern Africa; achieved independence from France in 1960; Mali was a center of West African civilization for more than 4,000 years
Fransızca - İngilizce
{a} smart
{n} smarty
{a} astute
{a} peppery
{a} cute
{a} slim
{a} malignant
{a} sleek
{n} wise man, devil, evil, fox
smart, mischievous, malignant; cunning, crafty; deep, knowing; sharp, astute, artful
slyboots
smart ass

And did you know it, smart ass? - Et tu le savais, gros malin ?

smart arse
canny
petit malin
{a} funny
gros malin
{n} wise guy; smart aleck
mali
Mali, country in western Africa
pas malin
bland
se montrer plus malin
outwit
se montrer plus malin que
outsmart
être plus malin que
outsmart
Türkçe - Fransızca

malin teriminin Türkçe Fransızca sözlükte anlamı

mali
financier/ière
mali
financier
İngilizce - Fransızca

malin teriminin İngilizce Fransızca sözlükte anlamı

mali
{n} Mali, état d'Afrique occidentale
İngilizce - Türkçe

malin teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

astute
{s} akıllı

Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır. - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.

astute
{s} akıllı, kurnaz, cin fikirli, cin
astute
{s} zeki

Tom bir sürü para kazanmış zeki bir işadamıydı. - Tom was an astute businessman who made a lot of money.

astute
{s} cin gibi
cute
açıkgöz
cute
hoş

Sen de oldukça hoşsun. - You're pretty cute too.

Nanako gerçekten de hoş, değil mi? - Nanako is really cute, isn't she?

Mali
Mali
Mali
(isim) Mali
astute
kurnazlık
astute
{s} açıkgöz
astute
zeyrek
astute
astuteness dirayet
astute
{s} kurnaz
astute
astutely dirayetle
astute
feraset
astute
kurnazcasına
astute
dirayetli
astute
aldanmaz
Fransızca - Türkçe
kurnaz
kötücül, kötü yürekli; uğursuz; habis; muzip; kurnaz
habis
esprit malin
şeytan, iblis
malin