là bas teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- way
- ilerleme
Korkarım onu bu şekilde yaparak ilerleme kaydedemeyeceğiz.
- I'm afraid we'll get nowhere doing it this way.
Üniversiteye yavaş yavaş ilerleme katettim.
- I worked my way through college.
- way
- {i} yol: on the way to Bolu Bolu yolu üzerinde
- way
- {i} gidişat
- over there
- ta ötede
- over yonder
- (Over there) Oradaki
- way
- husus
- over there
- orada
Biz oradaki masada oturabilir miyiz?
- Can we sit at the table over there?
O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır.
- He is older than the boy who is over there.
- over there
- karşıda
Tom'un arabası karşıda park edilmiştir.
- Tom's car's parked over there.
Orada karşıda bir kahvehane var.
- There is a coffee shop over there.
- way
- uzak mesafede
- way
- mesafe
Göl buradan uzun bir mesafedir.
- The lake is a long way from here.
O zamandan beri büyük mesafe kaydettik.
- We've come a long way since then.
- way
- yol
Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
- The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
Yolu bilmediklerinden, çok geçmeden kayboldular.
- As they didn't know the way, they soon got lost.
- way
- yöntem
En iyi öğrenme yöntemi hata yapmaktır.
- The best way to learn is to make mistakes.
Sorunu yapma yöntemini bildiğim tek yolla ele aldım.
- I handled the problem the only way I knew how.
- way
- {i} iş alanı
- out there
- orada
Tom orada ne yapıyordu?
- What was Tom doing out there?
Kesinlikle orada bir şey var.
- Something's definitely out there.
- way
- {i} gelenek
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- down there
- aşağıda
Aşağıda Tom'a yardım edebilecek birini tanıyor muyuz?
- Do we know anyone down there who can help Tom?
Sadece aşağıda ne oldu?
- What just happened down there?
- down there
- altına
- down there
- aşağıya
Aşağıya doğru hareket eden bir şey var.
- There's something moving down there.
- way
- cihet
