yol gösterme

listen to the pronunciation of yol gösterme
Turkish - English
{i} guidance
pilotage
(Politika, Siyaset) guiding
leading
yol göstermek
{f} guide
yol göstermek
{f} lead
yol göster
led
yol göstermek
{f} prevent
yol göstermek
steer
yol göstermek
usher
yol göstermek
guide (someone)
yol göster
{f} lead

You'd better lead the way. - Yol göstersen iyi olur.

Lead us, since you know the road. - Madem yolu biliyorsun, bize yol göster.

yol göstermek
shepherd
yol göstermek
pilot
yol göstermek
marshal
yol göstermek
led
yanlış yol gösterme
misdirection
yol göstermek
give smb. the wall
yol göstermek
1. to show (someone) how to get to a place. 2. to show (someone) how to solve something. 3. to guide (someone)
yol göstermek
to show the way, to guide, to lead the way
yol göstermek
{f} front
yol göstermek
give smb. a lead
yol göstermek
beacon
yol göstermek
lead the way
yol göstermek
{f} direct
yol göstermek
lead off
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) TESBİL
Yol göstermek
(Osmanlı Dönemi) KANKANE
Yol göstermek
delalet etmek
Yol göstermek
(Osmanlı Dönemi) KASKASE
yol gösterme
Favorites