I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
He bought books at random.
- O, rastgele kitap satın aldı.
We purchased a new house for eighty thousand dollars.
- Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.
Many Americans protested the purchase of Alaska.
- Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.
The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
- Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
I think you should probably see someone from Purchasing.
- Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
I will only buy the car if they repair the brakes first.
- Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
I cannot afford buying a used car.
- Kullanılmış bir araba satın alamam.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.