Turkish - English
Definition of neredeyse hiç in Turkish English dictionary
- hardly
I have hardly any money with me.
-Yanımda neredeyse hiç param yok.
Tom hardly ever watches TV.
-Tom neredeyse hiç TV izlemez.
- scarcely
He scarcely ever watches TV.
-O, neredeyse hiç tv izlemez.
I could scarcely breathe.
-Neredeyse hiç nefes alamadım.
- only just
- next to nothing
- hardly any
I have hardly any English books.
-Neredeyse hiç İngilizce kitabım yok.
There's hardly any hope that he'll win the election.
-Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.
neredeyse hiç
Hyphenation
ne·re·dey·se hiçPronunciation
Resimler
History
Favorites