klettern

listen to the pronunciation of klettern
German - Turkish
English - Turkish

Definition of klettern in English Turkish dictionary

clamber
tırman
clamber
tırmanmak
climbing
tırmanıcı

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır. - He's accustomed to mountain climbing.

O, dağ tırmanıcılığına alışkındır. - He's used to mountain climbing.

climbing
{f} tırman

Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı. - Tom tried climbing the tall tree.

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz. - Those shoes won't do for climbing.

climbing
tirman
climbing
tırman(mak)
clamber
tırmanış
clamber
{f} sarılarak tırmanmak
clamber
güçlükle tırmanmak
clamber
clamberer el ve ayakla tırmanan kimse
climbing
{i} artış
climbing
{i} tırmanma

Ben dağlara tırmanmayı severim. - I like climbing mountains.

Şu ayakkabılar tırmanma için işe yaramaz. - Those shoes won't do for climbing.

climbing
{i} dağcılık

Hemen her hafta sonu dağcılık yapmaya gideriz. - We go mountain climbing almost every weekend.

Dağcılıkla ilgileniyorum. - I am interested in mountain climbing.