You aren't the only one who likes baseball. Tom likes it, too.
- Beyzboldan hoşlanan tek kişi sen değilsin. Tom da ondan hoşlanıyor.
It seems that Cathy likes music.
- Cathy müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
I don't care for foreign food.
- Ben yabancı yemekten hoşlanmam.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
What's the difference between liking and loving someone?
- Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?
I cannot help liking him in spite of his many faults.
- Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.