We have to wear school uniforms at school.
- Okulda, okul üniforması giymek zorundayız.
She told me which clothes would be good to wear.
- O bana giymek için hangi elbiselerin iyi olacağını söyledi.
Mary asked Alice if she could borrow a dress to wear to the dance.
- Mary Alice'e dansta giymek için bir elbise ödünç alıp alamayacağını sordu.
It's easier for me to wear this dress now that I'm thin.
- Şimdi zayıf olduğumdan dolayı bu kıyafeti giymek benim için daha kolay.
He stopped to put on his shoes.
- O, ayakkabılarını giymek için durdu.
It's very difficult even for a Japanese to put on a kimono.
- Kimono giymek bir Japon için bile çok zordur.
Be eccentric now. Don't wait for old age to wear purple.
- Şimdi eksantrik olun. Mor giymek için yaşlılığı beklemeyin.
Why don't you go buy yourself something pretty to wear to the party?
- Neden partide giymek için kendine güzel bir şey almaya gitmiyorsun?
She wore a green dress.
- Yeşil bir elbise giydi.
She wore a blue dress made by her mother for the concert.
- O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.
I've worn holes in my socks.
- Delik çoraplarımı giydim.
Tom realized right away that he should have worn a heavier coat.
- Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.
I do not like wearing anybody else's clothes.
- Başka birinin elbiselerini giymeyi sevmem.
Don't go out in this heat without wearing a hat.
- Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.
Tom didn't have on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giymemişti.
Why do you have only one glove on?
- Neden sadece bir eldiven giyiyorsun?
She took off her old shoes and put on the new ones.
- Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.
Tom put on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giydi.
The shoes you are wearing look rather expensive.
- Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.
- Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım.
The school rules require students to wear school uniforms.
- Okul kuralları öğrencilerin okul üniformaları giymelerini gerektiriyor.