evrak

listen to the pronunciation of evrak
Turkish - English
papers

Can you gather all of the papers together? - Evrakların hepsini bir araya toplar mısın?

All the papers were taped up and kept in the safe. - Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.

paper

Tom did a good job proofreading my paper. - Tom benim evrakımı düzelterek iyi bir iş yaptı.

I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood. - Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.

(Askeri) records
(Ticaret) deed
document

I attached my signature to the document. - Evraka imzamı ekledim.

The new document system is worth $4,000. - Yeni evrak sistemi 4.000$ değerinde.

brief

His briefcase was filled with water. - Onun evrak çantası suyla doluydu.

The money was stolen from his briefcase. - Para evrak çantasından çalındı.

documents, papers
letter

The treaty is now a dead letter. - Antlaşma artık ölü bir evrak.

evrak çantası
briefcase

Tom left the house with his briefcase. - Tom evrak çantasıyla birlikte evden ayrıldı.

The money was stolen from his briefcase. - Para evrak çantasından çalındı.

evrak çantası
portfolio

Tom showed me his portfolio. - Tom bana evrak çantasını gösterdi.

evrak cüzdanı
(Ticaret) portfolio
evrak dairesi
registry
evrak kalemi
record office
evrak klasörü
file
evrak memuru
clerk
evrak dolabı
Documents Fridge
evrak mukabili
Cash against documents
evrak destesi
fascicle
evrak destesi
fascicule
evrak dosyası
dossier
evrak düzenlemek
draw up document
evrak düzenlemek
draft document
evrak düzenlemek
prepare document
evrak imha belgesi
(Ticaret) cremation certificate
evrak imha süre listesi
(Askeri) disposal schedule for record
evrak işlem pusulası
(Askeri) memorandum routing sheet
evrak işleri
paper work
evrak kalemi
registry office
evrak klasörü
filing cabinet
evrak kontrolü incelemesi
(Kanun) vouching
evrak kutusu
(Latin) cista
evrak kısmı
(Askeri) mail and records division
evrak memuru
archivist
evrak muhafaza süresi
(Askeri) disposal standard
evrak müdürleri
(Askeri) records administrators
evrak sandığı
(Latin) cista
evrak sandığı
dispatch box
evrak subayı
(Askeri) records management officer
evrak tahriri
(Kanun) wording of a document
evrak çantam
(Bilgisayar) my briefcase
evrak çantası
dispatch box
evrak çantası
briefcase, portfolio
evrak çantası
dispatch case
evrak çantası
attache case
evrak çantası görevleri
(Bilgisayar) briefcase tasks
evrak çantası içinde
(Bilgisayar) in briefcase
evrak çantası kur
(Bilgisayar) briefcase setup
evrak çantası veritabanı
(Bilgisayar) briefcase database
evrak çantası'na ekle
(Bilgisayar) add to briefcase
evrak çantası'nı aç
(Bilgisayar) open briefcase
evrak çantası'nı kaydet
(Bilgisayar) save briefcase
matbu evrak
(Hukuk) paper
genel evrak
(Askeri) central registry
kıymetli evrak
negotiable instruments
kıymetli evrak
(Ticaret) endorsement
kıymetli evrak
(Ticaret) negotiable paper
kıymetli evrak
legal instrument
resmi evrak
official document
değerli evrak
valuable documents
gelen evrak
The documents
kıymetli evrak
Negotiable instrument
birinci sınıf değerli evrak
(Ticaret) fine paper
emre yazılı kıymetli evrak
(Kanun) order instrument
evraklar
archives
evraklar
muniments
evraklar
documents

I thought you might want to look over these documents. - Bu evraklara göz gezdirmeni isteyebileceğini düşündüm.

Tom is looking through the documents. - Tom evraklara bir göz atıyor.

evraklar
papers

All the papers were taped up and kept in the safe. - Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.

I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood. - Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.

giden evrak
outgoing papers
giden evrak tablası
out-tray
giden evrak tepsisi
out tray
imha edilecek evrak listesi
(Askeri) disposal list
kıymetli evrak
legal instrument, legal document; negotiable securities
matbu evrak
printed papers
matbu evrak
printed matter
operatörün hedef seçimini şaşırtması; çok gizli evrak kontrol subayı
(Askeri) target selection confusion of the operator; top secret control officer
sahte evrak
(Ticaret) false documents
windows evrak çantası
(Bilgisayar) windows briefcase
özel evrak
(Hukuk) legally privileged material, material subject to legal proffesional priviledge
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) (Vakar C.) Sahifeler. Yapraklar
Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar: "Mektupçu evrak okur, cevap yazar, muhabere işlerini idare ederdi."- S. Ayverdi
Yazılmış kitaplar, mektuplar veya yazılar
Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları
evrak dolabı
Dosyaları, diğer yazı ve belgeleri saklamakta kullanılan dolap
evrak çantası
İçinde belge veya dosya bulunan ve taşınabilen, kösele, deri, kumaş vb. yapılan özel kap
kıymetli evrak
Senet niteliğinde bir hak bildiren evrak, önemli yazı, belge
English - Turkish

Definition of evrak in English Turkish dictionary

evrak takipçisi
Document controller
evrak
Favorites