an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty

English - Turkish

Definition of an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty in English Turkish dictionary

Related Terms

novelist

roman yazarı

Roman yazarı çalışma için malzemeleri topladı. - The novelist gathered materials for his work.

Hayattaki amacım roman yazarı olmaktır. - My goal in life is to be a novelist.

novelist

romancı

Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır. - In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.

Romancı büyük bir okuyucu kitlesiyle konuştu. - The novelist talked to a large audience.

novelist

{i} yazar

O bir yazar ve sanatçıdır. - He is a novelist and artist.

Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar. - Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.

English - English

Definition of an innovator; one who introduces something new; one who favours novelty in English English dictionary

novelist

Hyphenation

an innovator; one who introduces some·thing new; one who fa·vours nov·el·ty