Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that one is better.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
- I called his office again and again, but no one answered.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
- Kill two birds with one stone.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
- Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
- One won’t hear much music in that pub.
Onu hiç kimse anlamıyor.
- No one understands that.
Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- No one wants to listen to my opinions.
Ofiste bir tane satın almak zorundasın.
- You have to buy one at the office.
Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok.
- I want a car, but I have no money to buy one.
Bu kaybettiğim kamera ile aynı tip kamera.
- This is the same type of camera as the one I lost.
Tom'un yaptığı çok emniyetli olmayan tek şey her Web sitesi için aynı şifreyi kullanmasıdır.
- One thing Tom does that isn't very safe is that he uses the same password for every website.
Onların her biri o filmi izlemeye gitti.
- Every one of them went to see that movie.
Onların her birine bin yen verdim.
- I gave them one thousand yen each.
O, dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olarak kabul edilir.
- He's considered to be one of the greatest scientists in the world.
Körlerin ülkesinde, tek gözlü adam kraldır.
- In the country of the blind, the one-eyed man is king.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
- My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
- One more person will be joining us later.