dolaştırmak

listen to the pronunciation of dolaştırmak
Türkçe - İngilizce
knot
to take for a walk, to walk; to show around; to entangle, to tangle, to entwine; to circulate
to take (someone) for a walk; to show (someone) around
dash
embrangle
hand on
trot round
to wind or tangle (something) around (something else)
walk about
walk out
take for a walk
walk around
entwine
foul
circulate
ravel
tangle
walk
entangle
kink
foul up
float
entwist
snarl
enlace
dolaştırma
implication
dolaştırma
(Bilgisayar) routing
dolaş
circulate

He circulated from table to table at the reception. - Kabulde masadan masaya dolaştı.

A rumor circulated through the city. - Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.

dolaş
got about
dolaş
cruise along
dolaş
{f} stroll

I strolled along the streets to kill time. - Zaman geçirmek için caddelerde dolaştım.

Let's stroll around the bazaar! - Çarşının etrafında dolaşalım.

dolaş
take trips
dolaş
divagate
dolaş
get about
dolaş
{f} cruise

Tom cruised down Park Street in his new sports car. - Tom yeni spor arabasıyla Park Caddesinde dolaştı.

dolaştırma
{i} entangling
dolaştırma
bypass
elden ele dolaştırmak
shuffle
gönül gezdirmek/dolaştırmak
to review the possible (pleasant) choices
Türkçe - Türkçe
Dolaşma işini yaptırmak
dolandırmak
dolaş
bakınız: sarmaş dolaş
dolaştırma
Dolaştırmak işi
dolaştırmak